Uçağım Tokyo’ya indi, Japonya’da deprem oldu

Üye olmak için burayı tıklayın, yazılar doğrudan posta kutunuza gelsin (bilgileriniz gizli tutulur)

Dün Tokyo’da kuvvetli kasırga varmış. Bugün ise hava güzeldi ama yel hala güçlü esiyordu. Uçağımız fırtına ertesi bu sert rüzgara karşı burnunu yandan vererek indi. Biraz sallandık.

Biz havada türbulans altında zangır zangır titreşim hisseder iken Japonya’da yerde sallanırmış. İniş için alçalmaya başladığımız sabah 06:13’de Kuzey Japonya’nın Miyagi ili açıklarında 6.6 büyüklüğünde bir deprem olmuş (Türkiye’de de haber oldu, tıklayın okuyun).

Ölü veya yaralı yok, hasar da yok. Karıma sordum “Bir ara Kaan (oğlumuz) uyandı belki depremdendi ” dedi, ama kendisi bir şey hissetmemiş.

Japonya’da deprem sık oluyor. Bir yerde okumuştum dünyadaki 6’dan büyük depremlerin %20si Japonya’da olurmuş. Mesela son 12 ayda büyüklüğü 6’nın üzerinde ve bir tanesi 7, bir diğeri 6.9 ile 6.8 gösteren 12 tane deprem olmuş. Bir zarar veya kayıp yok. Bazılarını hissetsek bile farketmiyoruz bile.

Türkiye’de 7 büyüklüğünde bir deprem olsa büyük olaydır. “Yer yerinden oynar”. Binalar yıkılır, insanlar sokağa fırlar, ayılanlar bayılanlar, parklarda geceleyenler, hastaneye hücum edenler.

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

Japonya’da kedi uyandırmayan deprem Türkiye’de panik yarattı yazısı için Tıklayın

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Japonya’daki depremler Türkiye’de haber olduğu çoğu zaman biz bazen o zelzeleyi hissetmemiş bile oluyoruz. Bu algı farklılığının bir nedeni her yer sarsıntısının aynı olmaması, Japonların da depremleri hissedilen şiddete göre ölçmesi.

Mesela yukarıda örneğini verdiğim 6 ve daha büyük 12 depremin dört tanesi Japon “Shindo” sistemine göre 3 şiddetinde kaydedilmiş. Japonlar yer sarsıntılarını tahribata göre sınıflandırıyorlar ve bu sisteme “Shindo” diyorlar. Bugünkü 6.6 büyüklüğündeki deprem de yerinde 5 şiddetinde hissedildi ama Tokyo’da Shindo 2 civarında idi.

Bu nedenle bazen “sizin orada korkunç deprem olmuş” diye aldığım mesajlara verilecek cevabım olmuyor. Çünkü farketmiyorum.

Japonya’daki depremleri burayı tıklayarak takip edebilirsiniz (Japoncadır).

Yıkıcı bir deprem bekleniyor

Yukarıda yazdıklarım Japonların depremlere karşı kayıtsız oldukları şeklinde yorumlanmasın. Tam tersi, Japonya bu aralar hummalı bir şekilde büyük bir deprem felaketine karşı güçlendirme ve hazırlık çalışmalarına devam ediyor. Sebebi ise “Nankai depremi” diye adlandırılan ve Tokyo’yu da etkileyecek dev bir depremin önümüzdeki 30 yıl içinde bekleniyor olması.

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

“Tokyo 30 yıl içinde yerle bir olacak” başlıklı yazı için burayı tıklayın.

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Eski binalar ve yapılar (köprü, baraj, viyadük, tünel gibi) elden geçiriliyor, zayıf olanlar güçlendiriliyor. Yeni yapılar ise daha baştan Nankai depreminde ayakta kalacak şekilde inşa ediliyor.

Mesela başkent Tokyo’da artık hemen hemen bütün gökdelenler depreme karşı %100 sigorta sayılabilecek “izolatör” ve “sönümlendirici” cihazları ile donatılıyor. Müstakil evlerde de aynı teknoloji yaygınlaştı. Binaları bu şekilde yapmak aynı zamanda gayrı menkulun değerini artırıyor ve bu nedenle tercih de ediliyor. Çeşitli araştırmalara göre izolatör veya sönümlendirici kullanılan binaların değeri özellikle bir deprem ertesi daha kıymetli. Yatırımcı ve müteahhitler bu nedenle de izolatörlü bina yapmak istiyorlar.

Türkiye’de hastanelerde izolatör başladı, binalarda daha yok

Türkiye’de deprem felaketini yaşayan bir ülke. İstanbul’da büyük bir deprem her an bekleniyor bu konuda bilim insanları sürekli halkı ve yetkilileri uyarıyor. En son Nepal’deki depremden sonra gene bir profesör İstanbul için 7.2 depremi ikazını vermişti (burayı tıklayın ve okuyun).

Türkiye’de son 4 yılda deprem konusunda önemli bir zihniyet değişikliği oldu. Öncelikle AFAD kuruldu, deprem ve afet konularında üç ayrı bakanlığa bölünmüş yönetim tek bir kurum altında toplandı. Daha sonra AFAD, afetlere bakışını “kriz yönetimi”nden “risk yönetimi”ne değiştirdi ki bu başlı başına bir devrimdir.

AFAD’ın 2012 yılında yayınladığı “Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı” önemli bir belgedir (burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz).

Sağlık bakanlığı yayınladığı bir genelge ile 100 yatak üzeri tüm şehir hastanelerinde izolatörü zorunlu tuttu. Bu da büyük bir zihniyet değişimidir. Artık Türkiye’deki hastaneler depremlerde çalışamaz hale gelmeyecek.

Kentsel Dönüşüm’ün amacı zaten depreme dayanıklı şehirler ve mekanlar yaratmak.

Türkiye’de depremi anlayan ve bilen mühendis çok var, ayrıca bu alanda uluslararası seviyede kıymetli bilim insanlarımız da var. Ülkemizdeki sorun hızlı büyümenin bir sonucu olarak yapıların denetlenememesi idi.

Bu nedenle çürük yapı stoğu arttı. Ayrıca, mühendislerimiz izolatör veya sönümlendirici gibi yeni teknolojileri kullanmaktan çekiniyorlar çünkü yeterli tecrübeleri yok. İzolatörlü hastaneler yaygılaştıkça bu konuda deneyim kazanmış mühendislerin bayrağı diğer kritik yapılara da dikeceğini sanıyorum.

Japonya ile Türkiye arasında depremde işbirliği

Deprem, Japonya ile Türkiye arasında en sıkı iş birliği olması gereken alanlardan biri. Bir diğeri de enerji. Her iki alanda da iki ülke ortak bir kaderi paylaşıyor.

Türkiye bugüne kadar deprem stratejileri geliştirmede ABD’yi referans aldı. Amerika’da özellikle Kaliforniya eyaletinde büyük ve yıkıcı depremler oluyor. Pek çok teknoloji burada gelişti.

Öte yandan Japonya ile Türkiye dar ve deprem riski olan alanlara nüfus ve sanayilerini sıkıştırdılar. Her iki ülkede de sık sık deprem oluyor. Yani Japonya’nın uygulama deneyimi fazla. Iki ülke arasında bu alanda işbirliği ilerletilmeli, somut hale getirilmeli, özel sektör bu işe el atmalı.

4 Mayıs’da Japonya-Türkiye Afet Teknolojileri Çalıştayı vardı. Türkiye’den AFAD, Japonya’dan ise Arazi, Altyapı, ve Turizm Bakanlığı (MLIT) ile Japonya Bosai Platformu (JBP) tarafından düzenlendi, Japon Bakan Ohta ile Türkiye’den Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un himayelerinde gerçekleşti. Bu çalıştayın üçüncü toplantısıydı.

Çalıştaydan bir görüntü

Çalıştaydan bir görüntü

Bu girişimlerin meyvelerini vermesini ve olumlu sonuçlara ulaşmayı dilerim. Son zamanlarda özellikle IŞİD’in iki Japon vatandaşını katletmesinin ardından Japonya’da Türkiye tehlikeli bölge algısı yerleşmişti bu nedenle bazı yatırımlar durmuştu (burayı tıklayın okuyun).

Konuyu tekrardan bu sabaha getiriyorum. Dönüş uçağımız bomboştu. Toplam 75 kişi. Saydım aralarında Japon 25 tane falan vardı.

Sanırım Japonya’da Golden Week denilen ve 8 gün süren uzun tatilin ertesine denk geldiği için olsa gerek. Seyahat edenlerin hemen hepsi bir önceki hafta döndüler herhalde. Böyle bir duruma sık rastlamadım. THY uçakları doldurmada başarılı. İstanbul’a gelirken uçak tıklım tıklımdı.

Uçak kabini bomboş, business class dahil toplam 75 kişi ile geldik

Uçak kabini bomboş, business class dahil toplam 75 kişi ile geldik

Türkiye’den Japonya’ya gelen turist sayısının 2014 yılında 1038 gibi zavallı bir miktar olduğunu düşünürsek (Suriye’den sonra en az gidilen ikinci ülke), ve Japonyayı da bu kadar seviyorsak gerçekten merak ettim neden THY böyle bomboş seferlerin olduğu zamanlara özel tarife uygulamaz?

Yorumlar

  1. Japonya’ya bir kez gitme fırsatım oldu. Bir hafta. Sondan ikinci gece, yaklaşık 10. kattaki otel odamızda bir güzel sallandık. Sanırım 6 büyüklüğünde birşeydi. Ben tabii 19 Ağustos depremini çocukken yaşamış biri olarak hemen bir panik halinde reaksiyon verdim, “Ne oluyor ya?!” dedim… aman dedim, oy dedim, kız arkadaşımı uyandırdım. Japon arkadaşım uykulu gözlerle: “Birşey yok ya, önemli değil, sallanır böyle bazen..” gibi bir cevap vermişti. Yorumsuz.

Yorum bırakın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s