Depremi önceden haber veremeyen erken uyarı sistemleri

Tıklayın ve kayıt olun yazılar posta kutunuza gelsin(üyelik bilgileri gizli tutulur).

Tokyo’nun merkezinde Shinbashi semtindeki “Yurakucho Denki Biru” adlı gökdelende Japonya’nın en karizmatik siyasi lideri kabul edilen eski başbakan Junichiro Koizumi’yi bekliyoruz. Salon 20inci katta, hınca hınç dolu. Koizumi 2001- 2006 yılları arasında başbakanlık yaptı. Bankaların kurtarılması, PTT reformu gibi önemli ve cesur ekonomik açılımları gerçekleştirdi. Ülkeyi resesyondan kurtaran kişidir. Başbakanlığı zamanında nükleer enerjinin ateşli bir destekleyicisi idi ama sonra nükleer karşıtı biri aktivist oldu. Politikacıdan daha çok film direktörü ya da klasik müzik orkestra şefine benzer. Konuşurken heyecanlanması ve samimi mimikler yapması karizmasını artıran faktörlerdir.

Bir ara bina titremeye, sallanmaya başlıyor. Eski başbakanı beklerken bir yandan da birbirleri ile konuşan, telefon eden insanlar dikkat kesiliyorlar. Salondaki uğultu aniden kesiliyor. Ne olduğunu anlamaya çalışan konuklar hafif şaşkın birbirimize bakıyoruz. Gözlerimiz etrafı tarıyor. Hafif bir heyecan dalgası geziniyor havada. Koizumi kapıdan girdi onu görmek isteyenler hareketlendi de bu nedenle mi sallantı yaşıyoruz düşüncesi şimşek hızı ile geçiyor kafamdan. Ama hayır. Bu sarsıntı öyle bir şey değil. Bu deprem. Evet, 5 yıl önceki felakete benzer bir tarzda gelişiyor ve dalga dalga artarak geliyor sanki.

Salondakilerin fısıltıları bir süre sonra akıllı telefonlara yerleştirilmiş deprem erken uyarı programlarından gelen alarmlar ile karışıyor. Erken uyarı sisteminin “sözde” deprem olmadan 30 saniye önce falan alarm vermesi gerek. Nafile. Bugüne kadar erken uyaran bir erken uyarı görmedim. Japonya bir servet harcamıştır bu teknolojiye ama işte anca deprem olduktan sonra bize deprem olacak aman dikkat edin diye uyarı gönderiyor. Bir 10-15 saniye kadar sonra da ulusal gözlem ağından zelzelenin merkezini ve şiddetini öğreniyoruz.

Endişe edilecek bir deprem değildi. Uzamadı geçti. Ama ufak bir heyecan yarattı.

Koizumi’nin kapıdan girmesi  ile tüm dikkatler tekrardan ona yoğunlaşıyor, depremi de erken uyarıyı da unutuyoruz.

Erken uyarı bir fantezi

Erken uyarı “depremi önceden bilmek” değil. Deprem olduktan sonra ama depremin yıkıcı gücü yerleşim merkezlerine veya stratejik binalara ulaşmadan önce insanlara haber vermek. Bu sistem deprem enerjisinin dalgalar halinde ve farklı hızlarla bir noktadan diğer bir noktaya taşınması prensibine dayanıyor. Sismik dalgaları ölçen sensörler önden gelen ve yıkıcı gücü olmayan dalgayı algıladığında depremin yeri ve büyüklüğü hakkında bir tahmin yapabiliyor.

eewbasicsturkce

Teorik olarak mümkün ama pratikte başarılı değil. Erken uyaramıyor çünkü hata payı yüksek bir metod. Her sarsıntı deprem olmayabilir. Mesela bir yıldırım düşse, veya sensörün yakınlarında bir madende dinamit patlatılsa bunu deprem diye algılamak mümkün. Hatayı önlemek için algoritmalar (bilgisayar programları) geliştiriliyor tahminler doğru olsun diye ama o da zaman alıyor ve depremi doğruladığınız zaman zaten iş işten geçmiş oluyor. Hata olsun önemli değil biz depremi bilelim de diyemezsiniz çünkü sanayi şirketleri için deprem geliyor uyarısının ciddi sonuçları olabilir. Mesela bir fabrikayı erken uyarıdan dolayı durdurup da sonra deprem falan gelmez ise o tesise üretim veya malzeme kaybından dolayı büyük zararlar verebilirsiniz. Japonya da bunun örnekleri var.

Ayrıca depremin merkez üssünün uzak olması gerek. Mesafe uzadıkça deprem dalgalarının sizin olduğunuz yere ulaşması daha fazla zaman alır. Japonya’da sık sık açık denizlerde ve derinlerde depremler oluyor. 2011 yılındaki büyük Tohoku depremi de öyleydi. Böyle durumlarda erken uyarı doğru ise bir avantaj sağlar. Makinalar durdurulur, ocaklar, kapatılır. Öte yandan Istanbul’u etkilemesi beklenen depremin merkez üssü Marmara denizinde şehre yakın olacak derinliği ise sığ. En fazla 5-7 saniye arasında erken uyarı zamanı var, o da doğru tahmin edilirse, ki sistem hata verecektir depremler doğru tahmin edilemeyecektir.

Anında uyarıya odaklanmalı, depreme dayanıklı bina teknolojileri uygulanmalı

Erken uyarı sistemlerine para harcamak yerine yerinde ve anında uyarı hedeflenmeli teşvik edilmeli. İstanbul ve İzmir aktif deprem tehlikesi altında. Dev sanayi ve petrol tesisleri var, yüzlerce gökdelen inşa edildi. AVM’lerde, otellerde, limanlarda, köprülerde binlerce insan sürekli hareket halinde. Milli servet, insan hayatı, sosyal altyapı tehlike altında. Doğalgaz boru hatları, hastaneler, trenler deprem anında faaliyetlerini ivedilikle durdurmalı. Buralar anında uyarı, yapısal sağlık ve gözlemleme ağları içine alınmalı. Istanbul yapısal gözlemlemeye bir miktar yatırım yapıyor ama yeterli değil. Ayrıca anında ve yerinde uyarı kültürü hiç yerleşmemiş durumda.

Bir de işin inşaat teknolojileri boyutu var. Mühendis istenirse her türlü depreme dayanıklı bina yapar. Ama maliyetli olur. Izolatör teknolojileri sayesinde depremin yıkıcı etkisini tamamen veya kısmen sönümlendirmek de mümkün. Sağlık Bakanlığı birinci ve ikinci deprem bölgelerinde 200 yataklı ve daha büyük hastanelerde izolatör kullanılmasını zorunlu kılmıştı. Bu uygulamanın tüm yüksek katlı binalara yaygınlaştırılması gerek. Sorun insanımızda. İzolatör inşaat maliyetini %5-%7 artırır. Bu ek masrafı kimse ödemek istemiyor. Ama gidiyorlar tuvaletlerine Çanakkale Seramik yerine GEBERIT koydurtuyorlar. O da ek maliyet ama buna ses çıkarılmıyor. Sonuçta deprem oluyor ve o lüks GEBERIT’in altında kalan ölüyor. Oysa binasına daha mütevazi tuvalet yaptırıp tasarruf ettiği parayı izolatöre harcasa hayatta kalacak.

Bu teknolojiler bulunmaz değil Türkiye’de var. Uygulamayı bilen mühendisler de var. Enstrümantasyon dediğimiz yapı sağlığı gözlemleme, izolatör, sönümlendirici bunları ithal etmek gerekmez.

Depremleri önceden tahmin etme konusuna gelince, fal bakmak ne kadar isabetli tahmin ediyorsa uzmanların söyledikleri de o kadar doğru tahmin ediyor. Büyük bir deprem Istanbul’da olacak bunu biliyoruz ama ne zaman olacak bunu bilmiyoruz. Sık sık bazı profesörlerin demeçlerini okuyorum “önümüzdeki 7 günde büyük Marmara depremi olacak” falan diye. Halkı alarmada tutmak ve bir farkındalık yaratmak adına bu tip haberlerin bir faydası var. Ama gerçeklik açısında çoğu palavra. “Bugün Tokyo’da büyük bir deprem olacak” dememin ne kadar bilimsel temeli varsa (eğer dünkü deprem öncü bir deprem idi ise aslında vardır), bu demeçlerin de o kadar tahmin gücü var.

Eski başbakan Koizumi – “Abe’ye yalan söyleniyor” 

2011 Tohoku depremi sırasında seyir halinde olan ABD deniz kuvvetlerine bağlı Ronald Reagan uçak gemisi Fukushima’ya yardıma gelir. Japonya nükleer bir felaketin eşiğindedir ama santrali işleten TEPCO firması bu bilgiyi başbakandan bile gizlemektedir. Reaktörün erime noktasında olduğunu bilmeyen askerler yardıma karaya inerler. Denize doğru esen rüzgar ve suya karışan radyoaktif madde ABD’li deniz piyadelerini yüksek dozda radyasyona maruz bırakır ve bu göreve katılanların çoğu 1-2 yıl içinde değişik tipte kanser hastalığına yakalanırlar.

Eski başbakan Koizumi Mayıs ayında bu askerlerden bazıları ile görüşür ve durumun vahameti karşısında hem şok olur hem de sorumluluk hisseder. Tedavilerini hiç kimsenin üstlenmediği bu insanlar için bir vakıf kurar ve finansman turlarına çıkar. Dünkü toplantıda vakfını ve askerlerin içinde bulunduğu durumu anlattı.

Bu arada dinleyicilerden birisi 2020 olimpiyatlarını kazanan Tokyo’nun radyasyon tehdidi altında olup olmayacağı konusunu gündeme getirdi. Hatırlarsanız Istanbul ile Tokyo finale kalmıştı ve başbakan Abe Fukuşima nükleer santralinden sızan radyasyonla ilgili soruya “Fukuşima kontrol altında” diye cevap verip endişe edilecek bir durum olmadığını söylemişti. Abe’nin bu cevabı Tokyo’nun olimpiyatları kazanmasında önemli bir faktör olmuştu.

Koizumi, başbakan Abe’nin o sözleri için “Abe’ye yalan söyleniyor” diyor ve ekliyor: Fukuşima kontrol altında falan değil, bugün bile radyoaktif maddeler yeraltı suyuna karışıp oradan denize ulaşıyor.

Eski başbakan Koizumi

Eski başbakan Koizumi: “Fukuşima’nın kontrol altında olduğu iddiası bir yalandır”

 

 

 

Yorumlar

  1. Erken uyari sistemleri her zaman olmasa bile depremden once uyari veriyorlar. 2011 de ki deprem sonrasi gelen artci depremlerde bu duruma sahit olmustum.

    • Selamlar belki Sendai’de alarmlar haber verdi ama Tokyo’da bir uyarı olmadı ilk büyük depremde. Sonrasında binlerce artçı oldu bazılarında alarmlar öttü ama ne fayda

Yorum bırakın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s