Japonya turizmde Türkiye’yi solladı
Üye olmak için burayı tıklayın, yazılar doğrudan posta kutunuza gelsin (bilgileriniz gizli tutulur)
Bundan iki yıl önce yani 2014 yılında Japonya’yı 13.4 milyon turist ziyaret etmişti. Aynı yıl Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı 39.8 milyon kişiydi. Dünya sıralamasında Türkiye 6.ıncı Japonya ise 22.inci idi. Aradaki fark o kadar büyüktü.
Geçen hafta Japonya için Ağustos ayı turizm istatistikleri yayınladı. İlk 8 ayda 16 milyon yabancı gelmiş. Bu hızla giderse Japonya 2016 yılında 24 milyon turisti ağırlamış olacak. İki yıl öncesine göre yaklaşık iki katı bir artış demek bu.
Türkiye için Ağustos ayı rakamları bu ayın sonunda yayımlanacak ama görünen köy kılavuz istemez. Ben geçen ayın tamamını memlekette geçirdim. Turist azdı. Tesisler boştu. Restoranlar, tur tekneleri iş yapmadan oturuyorlardı. Son resmi verilere göreTemmuz ayı itibarı ile Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı ilk 7 ayda %30 azalmış. Geçen sene Ağustos ayında 5.1 milyon kişi ülkemizi ziyaret etmişti. Bu yıl 2.7-2.8 milyon turiste kadar gerilemiş olabilir, yani yeni bir rekor düşüş görebiliriz.
Bu durumda da 2016 yılında Türkiye’ye 24 milyon civarı yabancı turist gelmiş olur. Bu ise Türkiye’nin turizm alanında 10 yıl geriye gitmiş olması demek.
İnanılır gibi değil ama görünen bu.

TurİSTİK HARCAMA DA AZALDI
Gelen ziyaretçi sayısı kadar yapılan harcama düzeyi de önemli bir gösterge. Türkiye Istatistik Kurumu verilerine göre 2015 yılına kadar Türkiye’ye gelen turistler memlekette kişi başına ortalama 750-800 dolar bırakıyorlardı. Bu rakamın 850 dolara çıktığı yıllar bile olmuştu. Bu yıl ise kişi başına yapılan harcamanın ortalama 650 dolara kadar düşmüş olacağını tahmin ediyorum. Bu durumda 2016 yılı turizm gelirleri 16 milyar dolara kadar gerilemiş olur. Turizmcilerin dile getirdiği 10-12 milyar dolarlık döviz kaybı budur.
Japonya’ya gelen bir turistin kişi başına yaptığı harcama yaklaşık 1500-1600 dolar civarında. Gelen ziyaretçi sayısı ile çarpıldığında 37 milyar dolarlık bir gelir yapıyor. Bir başka deyişle iki yıl öncesine kadar Türkiye’nin üçte biri kadar turizm yapabilen Japonya bu sene turist sayısı açısından Türkiye’yi yakalamış, gelirler açısından ise fersah fersah sollamış oluyor.
Futbolda çok geri olduğumuz dönemlerde kale önüne kadar gelip golü atmayı beceremeyen futbolcularımız vardı. Böyle durumlarda maçı anlatan spikerler o golü kaçırmak atmaktan daha zor derlerdi. Turizmdeki bu anlattığım durum da böyle. Bu kötü performansı yakalamak seviyeyi artırmaktan daha zor.
Türkiye’ye gelen Japon turist sayısındaki düşüş iki yılda %70leri buldu. Biz hep Rusya’yı konuşuyoruz- ki bu normal çünkü gelen turist içinde payı yüksek. Ama Putin Türkiye’ye gidişleri yasakladı, uçak kalkamadı. Gelmek isteyen varsa idi de gelemedi. Japonya ile durum öyle değil. Yakın zamana kadar günde üç sefer vardı isteyen gelebiliyordu.
İki yıl önce Türk Hava Yolları’nın Tokyo’ya 80 km uzaklıktaki Narita Uluslararası Havaalanı’na günde iki seferi vardı. Osaka’dan da bir sefer kaldırıyor. Uçaklar tıklım tıklım dolu uçuyordu. THY’nin bir üçüncü Tokyo rotasını da Haneda havaalanına koyacağı söyleniyordu. Japonların meşhur uçak şirketi ANA’nın CEO’su Haneda-İstanbul rotası açacağını gazetelere ilan etmiş, en prestijli otel markalarından biri olan Okura Türkiye’de Kapadokya’dan başlayarak zincirleme tesisler açacağını açıklamıştı.
Şimdi THY o iki seferin birini iptal etti. Artık Tokyo’dan tek uçuş var. ANA Haneda İstanbul hattını rafa kaldırdı.
Güvenlİk önemlİ faktör
Bu tablonun arkasında yatan en önemli sebep Türkiye’nin ziyaretçiler açısından güvenli bir ülke olmaktan çıkmış olması.
14 Temmuz gecesi IŞİD Fransa’nın turizm cenneti Nice’de bir saldırı yapmış 86 kişiyi katletmişti. Hemen ardından Türkiye’de 15 Temmuz olayı oldu. O pazar Tokyo’da oğlumun eskrim müsabakaları vardı oraya katılmıştım. Bir ara lobideki kafede dinlenirken yakınımdaki bir masada 3-5 kişinin arasındaki muhabbete kulak misafiri oldum. IŞİD saldırılarına gönderme yaparak “köktendinci İslam olur mu, Olur. İran gibi, Bangladeş’de de öyle oldu”, “Müslüman teröristler hemen öldürüyorlar hem de kafa keserek. Hiç gözlerini kırpmadan 200-300 kişiyi öldürüyorlar, insan hayatına hiç değer vermiyorlar, saygıları vicdanları yok” diye aralarında konuşuyorlardı. Sonra konu Türkiye’deki darbe kalkışmasına geldi. “Türkiye’de de öyle bir şey oldu, artık hiç yurtdışına gidesim yok” dedi birisi, :Endonezya falan da orada da IŞİD var” gibisinden cümle sarfetti bir diğeri. Buna benzer yorumları daha sonra sık sık duydum.
IŞİD’in 2015 Şubat ayında Türkiye’den Suriye’ye geçen iki Japon vatandaşını kaçırıp kafalarını keserek katletmesi Japonya’nın Müslüman dünyaya ve bir dereceye kadar Türkiye’ye bakışında milat olmuştur.
Büyük şehirlerde ve güneydoğu sınırımıza yakın yerleşim bölgelerinde ardı ardına patlayan bombalar ise güvenlik sorununu bir numaralı faktör haline getirmiştir. Terör örgütü PKK insanımızı ve askerimizi, IŞİD ise hem ülkemizi hem de Türkiye’yi ziyaret eden yabancıları hedef alıyor.
Oysa güvenlik sadece Türkiye’nin sorunu değil. Mesela 2011 yılında Japonya’ya gelen yabancı ziyaretçi sayısındaki keskin düşüşün nedeni Mart ayında olan 9 şiddetindeki deprem ve sonrasında patlayan Fukuşima nükleer reaktöründen yayılan radyasyon tehlikesi idi. Benim yakın arkadaşlarım arasında evini, arabasını, işini hatta bankadaki parasını bırakıp ilk uçakla kaçanlar oldu.
Bu tehlike hala geçmedi. Radyoaktif sızıntı devam ediyor. Ama haberlerini artık duymuyoruz. Ayrıca deprem tehlikesi de devam ediyor. Nisan ayında Kumamoto’da 7 şiddetinde zelzele oldu. Onlarca insan öldü. Ama turizme bir etkisi olmadı.
Kuzey Kore habire Japonya’yı hedefleyerek deneme füzesi fırlatıyor. Ayrıca nükleer bomba testi de yapıyor. Çin ile Japonya itişme içindeler. Bunlara rağmen Japonya’ya gelen Çinli ve Koreli turist sayısı rekor üzerine rekor kırıyor.
Türkiye’nin adı ile birlikte anılmaya başlanan İslami terör algısı ülkeye en büyük zararı verdi. Her şey gibi turizm de bundan etkilendi. Ayrıca ülke genelinde insanlar mutusuz, bu durum genel bir hoşgörüsüzlük ve misafir sevmezlik var algısı yarattı.
Japonya turİzmde marka yarattı, Çİn faktörünü İyİ kullandı
Japonya 2020 olimpiyatlarını kazandıktan sonra turizmde bir marka imajı yarattı. Japon yemeği, misafirperverliği, kültürü, ve kalitesi bu markanın oluşmasında etkili oldu. Konaklama altyapısı Türkiye’nin gerisinde ama ulaşım altyapısı (özellikle trenler, yollar), ve Japonya içinde herkesin kendini sınırsız ve tarifsiz bir güvenlik içinde hissetmesi hep olumlu faktörlerdir. Havaalanlarına giderken kontrolün bile olmadığı bir ülke burası. Güneş-deniz-kum-tarih turizmi yok, ama bu açığını fazlası ile kapatabildi.

Doğa ve kaplıca turizmi de Japonya için önemli
Bir de Japonya Çin’i iyi kullandı. Bu ülke ile siyasi sorunları var, fakat Çin yurt dışına en fazla turist gönderen ülke. 2014 yılında 109 milyon Çinli dünyanın değişik turizm merkezlerini ziyaret etti. Bu rakam 2015 yılında 120 milyona çıktı. Bu yıl 150 milyon olması bekleniyor. Çinlilerin birinci tercihi Venedik, Barselona. Japonya’ya gelenlerin sayısı ise Koreli turistlerle beraber bu senenin ilk sekiz ayda yaklaşık 8 milyon kişi. Yani turizmde Japon mucizesinin 3’de 2’si Çin ve Kore sayesinde oldu.

Kyoto’nun meşhur “Kinkakuji” tapınağı önünde selfie çektiren Çinliler.
Türkiye’yi ziyarete gelen Çinli turist sayısında ise bu yılın ilk 7 ayında %47 düşüş var. Geçen sene Uygur Türklerinin intikamını almak isteyen dini-bütün milliyetçi Türkler dövmek için Çinli turist aramış, yanlışlıkla Korelileri kovalamışlardı. Bu sene Ramazan ayında yanlışlıkla değil bilerek ve isteyerek Korelileri dövdüler- ki onların sayısında da %51 azalma var.
Japonlar ne Çinlilerden ne de Korelilerden haz etmiyor, hatta küçük görüyor, ama memleketine gelenleri güleryüzle karşılayıp asgari misafirperverliğin gerektirdiği şeyleri yaparak bolca para harcamalarını sağlayıp geri yolluyorlar.
Yorumlar