Tıklayın ve kayıt olun yazılar posta kutunuza gelsin(üyelik bilgileri gizli tutulur). Günün fotoğrafı yazının sonunda.
* Yazı 10 Temmuz'da edit edilmiştir.

Teksas, Tommiks gibi çizgi romanlarından öğrendiğimize göre Amerikan yerlileri (Kızılderili olarak da bilinirler) tüm avrupalıları “solukbenizli” diye tek bir sınıfa sokardı. Onlara göre İngiliz, Fransız, Türk farketmez hepsi aynıydı.

Batılılar IŞİD, El Kaide ve benzeri örgütlerin yaptıklarını referans kabul edip tüm Müslümanlara potansiyel suçlu, terörist gibi bakmaya başladı. Türk, Arap, Iranlı, Pakistanlı farketmez oldu. “Bir gurup insanın yaptığından tüm İslam alemini sorumlu tutmayın” dendi ama çoğunluğun kafasında Müslümanlar çoktan yargılanmıştı.

Türkler ise her Asyalıyı bir Uygur katili olarak hedef gösteriyor. Ülkemizi ziyaret etmeye gelmiş, misafirimiz olan Koreli, Çinli turistleri linç etmeye kalkıyorlar. Ha Çinli ha Koreli hepsi bir birine benziyor diyerek doğulu gözüken kim varsa, özellikle de kadınlara saldıran kızgın, kontrolden çıkmış insanlar var.

Rabia Kadir Uygur Konferansı

Yukarıdaki duyuru 2012 yılında yayınlanmış. İnternetten indirdim. Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir hanımın (Rabia ana)’ın Japonya’daki seminerinin afişi.

Rabia ana’nın bu yılın başında da Japonya’da olduğunu duymuştum.

Türkiye’deki turistlere vandallık yapan, savunmasız ve masum insanlara vahşice saldıran kendini milliyetçi bilen kalabalığı okuma yazması ne kadar var bilmiyorum. Varsa şu haberi okumalarını tavsiye ederim. Uygurların Ana’si kabul edilen Rabia Kadir’e Türkiye vize vermiyor (Haberi okumak için –> burayı tıklayın). Hatta bu amaçla internette bir de kampanya başlatılmış, topu topu 750 kişi destek vermiş. Burayı tıklayın görün.

Bilmemek değil öğrenmemek ayıptır.

özgür Uygur(kaynak: http://uyghur-j.org)

Bu posterleri hazırlayanlar Uygur sorununa duyarlı Japonlar. Gerektiğinde sokaklara da dökülüp şiddete başvurmadan gösteri haklarını kullanmışlar. Samimiyetle Doğu Türkistan’ın barışa kavuşması için kendi çapında çabalayan veya örgütlenen insanlar da var, Çin ile arasında olan sorunlar nedeni ile Doğu Türkistan’ı destekleyenler de.

Kaynak: Internet

Google’da Japonca “uygur sorunu (ウイグル問題)yazıp aratınca 536.000 cevap geliyor. Aynı şeyi Malezya dilinde yazınca (masalah Uighur) 137.000 cevap geldi. Kazakların dilinde arayınca 16.100 sonuç, Üzbek dilinde aratırsam sadece 845 cevap!

Internette Türkçe “Uygur Sorunu” araması 773.000 sonuç verdi. İngilizce arama ise 464.000 sonuç getirdi.

Bu rakamlardan şunu anlıyorum: Uygur sorununa en ilgili ulus, Türklerden sonra, Japonlar.

Bugün ve hafta başı çıkan haberlerden Türkiye’ye gelen doğu asyalı turistlere saldırıldığını okuyorum.

“Onlar Japon değil Çinli” derseniz, “nereden biliyorsunuz” diye sorarım. Hepsi birbirine benzemiyor muydu?

Bu sabah iki yılı aşkın bir süredir Istanbul’a yapacakları büyük bir yatırıma hazırlanıp da Şubat ayında IŞİD iki Japon’un kafasını kesince projeyi iptal eden bir şirketin elemanı ile buluştum. Neden Türkiye’den vazgeçtiklerini, projeyi rafa kaldırdıklarının cevabını doğrudan kendi ağzından duymak istedim.

Özetle, gerekçe “can güvenliği” ve imaj. Şirket IŞİD olayından sonra Türkiye’ye seyahat edilmesini sakıncalı buluyor. Yatırım yaparlarsa olumsuz algı oluşmasından korkmuş da olabilirler.

Türkiye’ye gelen Japonların sayısında geçen seneye göre %30 azalma var. İlk beş ayın rakamlarından öyle gözüküyor. Transit geçişleri saymaz isek bence geçen seneye göre %50 daha az Japon geldi.

Geçen ay 28 Haziran’da http://www.japonturk.com’da bir haber yayınlandı. THY Japonya-Türkiye tur operatörlerine sunduğu biletlerini 50 Dolara indirmiş (haber için burayı tıklayın).

Tokyo-Istanbul uçak bileti, Ankara Istanbul uçak bilet fiyatından daha ucuz anlamına geliyor bu.

Japonlar Türkiye’yi tehlikeli buluyorlarsa ve kendilerini güvenlikte hissetmiyorlarsa bu durum Japon turist sayısındaki keskin düşüşün sebebi olur. Avrupa’daki terör olaylarından sonra oraya giden Japon sayısında da düşüş oldu.

Son günlerdeki olaylara bakalım ve düşünelim. Eğer her zamanki gibi 170.000-200.000 Japon turist gelseydi Türkiye’ye kalabalıkların bilinçsiz saldırılarına uğrayabilirlerdi.

Istanbul’da ülkücü gençler turistlere saldırdı haberini ilk okuduğum zaman inanmadım. Asparagas dedim. Ülkü ocakları da yalanladı diye bir haber çıkmıştı. Ne yazık ki Türkiye’de Türkiye’ye zarar vermek amacı ile yalan yazan, olayları abartarak haberleştiren insanlar var.

Ama sonra Ahmet Hakan MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin röportajı yaptı. Sayın Bahçeli espirili bir anlamda “ha Koreli ha Çinli ne farkeder” dedi ve taşkınlıkları hoş gören bir uslup kullandı. Ben de haberlerin doğru olabileceğini düşündüm.

Japón, Koreli, Çinli, bizim ülkemizi ziyarete gelen bu insanlara saldırarak Uygur soydaşlarımızı korumuyoruz. Aksine Türklerin ne kadar cahil, tahammülsüz, hoşgörüsüz, hakkaniyetten uzak, ve vahşi kalabalıklar olabileceğinin kanıtlarını sunuyoruz.

Öfkeli kalabalıkları gören ve okuyanlar ülkelerine döndükleri zaman Türkler Uygur halkına yapılan zulme tepki gösteriyorlar demiyecekler. Türkler barbar diyecekler.

Son olarak bir hatırlatma: 2013 yılının Eylül ayında olimpiyatlar için seçmeler yapılmıştı. Istanbul finale kalmasına karşın yarışı Tokyo önde bitirdi. “Güvenlik” Tokyo’nun bir numaralı avantajı idi. Pek çok kereler Istanbul güvenli bir şehir değil temasını işlediler.

Günün Fotoğrafı (Tapınağı ziyaret)

Bu Fotograf Wakayama’da çekildi. Üç geç kadın geleneksel folklör giysileri içinde sembolik bir “uzun yürüyüş” yapıp tapınağın ana merdivenlerine gelmişlerdi. Dik, kaygan basamakları ağır ve dar giysilerine karşın kısa sürede çıkarak rahiplerin huzuruna kabul edildiler. Merdivenlerde etraftaki kalabalığın sevgilisi oldular.