Japonya kendi kendini satın alıyor
*Yazının bazı kısımları 2 Mayıs’da edit edilmiştir
Dün Japonya borsası 15 yıllık bir aradan sonra ilk kez Nikkei Endeksi bazında 20.000 seviyesini geçmişti. Bugün de günü az da olsa bir artışla kapayarak bu psikolojik eşiğin üzerinde kaldı.
Bu artışla Japon hisseleri, mevcut başbakan Abe’nin iktidara gelme olasılığının ilk ortaya çıktığı 2012 yılının Eylül ayından bu yana geçen 2.5 yılda endeks bazında %122 kadar artmış oldu.
Abe ekonomiyi ve ülkeyi bu güne kadar iyi yönetti. Japon ekonomisinin önemli bir sorunu deflasyon, yani fiyatların düşmesi idi. Deflasyon kalıcı olunca hem vatandaş tüketimini daha ucuza alırım diye ileri bir tarihe erteliyor, hem de şirketler kar etmekte zorlanıyorlardı. Buna bir de para birimi Yen’in değerlenmesi eklenince sanayi ve ekonomi krize girmişti.
Abe’nin reflasyonist politikası deflasyonu durdurdu, Japon Yen’ini zayıflattı. Ekonomi rahat bir nefes aldı. Bu politikanın uygulanabilmesi için Japon Merkez Bankası’nın hükümetle uyumlu çalışması gerekliydi. Şimdilik bu işbirliği yürüyor. Merkez Bankası para basarak piyasaya likidite veriyor ve hem deflasyona karşı mücadelede hükümetin yanında yer alıyor, hem de düzenli tahvil alımları ile faizlerin artmasını engelliyor. Bunca likidite bolluğuna karşın 10 yıllık faizler %0.36 seviyesinde kaldı.

Kaynak: Thomson Reuters
Japon borsasının son iki buçuk yıllık muhteşem performansını daha anlaşılabilir bir çerçeve içine koymak için yukarıdaki grafiği verdim. Burada Nikkei Endeksi (lacivert hat) ile beraber BIST100 (Borsa Istanbul Endeksi, kırmızı hat) ve Dow Jones (yeşil hat) endekslerini de görüyorsunuz.
Bu baş döndüren yükselişin ardında şirketlerin rekor kar açıklamaları var. Uzun yıllar deflasyon ve kötü makro ve mikro ekonomik koşullar altında kar edebilmek için mecburen verimliliklerini artıran Japon firmaları deflasyonun yavaşlaması ile birden bire karlı hale geldiler. Buna bir de Yen’in değer kaybetmesi sayesinde satışların artması eklenince kar patlamaları yaşanmaya başladı.
Mesela bugün Nihon Densan adlı şirket, ki bir hayli meşhurdur, bilanço açıkladı. Net karı beklentilerin üzerinde %18 artarak 760 milyon dolar olarak gelmiş. Firmanın hisse senedi %6.4 fırladı.

Nihon Densan (pembe hat) ile Nikkei 225 (koyu lacivert hat)
Ama hisselerin artmasının tek nedeni rekor karlar değil. PKO dediğimiz “Price Keeping Operation” yani “Fiyat Destekleme Operasyonu”da var. Kısa adı GPIF olan Government Pension Investment Fund, Türkçesi ile devlet sosyal güvenlik fonu hisse satın alıyor.
GPIF’in varlıkları yaklaşık 1.2 trilyon dolar. Dünyanın en büyük emeklilik fonu. Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılası’nın 820 milyar dolar olduğunu hatırlayalım. GPIF fonu tek başına Türkiye ekonomisinin 1.5 katı, bizim 10 yıl sonra ulaşmak istediğimiz ekonomik hedef büyüklüğünde bir kaynağa sahip.
İşte bu GPIF’in paraları Japon hisse senetlerinin alımında kullanılmaya başlandı. Son yayınladığı verilere göre porföyünün %19.4’ü Japon hisselerine yatırılmış. %43.13 Japon tahvillerine, %19.6 ise yabancı hisse senetlerine ayrılmış. GPIF’in bir sene önce yurt dışı hisselere (ABD, Hong Kong, AB gibi ülkelerin hisseleri) yaptığı yatırım %15.59 idi, Japon hisselerine ise %16.47 yatırmıştı. Japon tahvillerindeki yatırım oranı %55.4 idi. Hisse oranının %16.5’dan 19.6ya çıkması, endeksteki artış miktarını göz önüne aldıktan sonra bile, 39 milyar dolarlık yeni hisse alımı demek. GPIF bunun 15 milyar dolarını geçen yılın son üç ayında yapmış.
Yani Japonya emeklilik fonları ile hisse alıyor. Peki bunu neden yapıyor? Kar edemeyen bir sürü Japon şirketi var, bu firmalara yatırım yapmak israf etmek demek.
GPIF parasının boşa gitmesini istemez. Bu nedenle yatırımlarına kriter aldığı endeksi değiştirdi. Yaklaşık 1.5 yıl önce Nikkei 400 diye yeni bir endeks çıkarıldı. Bu endeks “Smart” yani “Akıllı” bir endeks. Endeksin içindeki şirketler ROE oranları, işletme kar seviyeleri, likidite ve piyasa değeri, bağımsız ve şeffaf yönetime verdikleri önem, İngilizce okunacak döküman bulundurmaları, uluslararası mali standartlara uyumları gibi bir dizi “yatırımcı odaklı” kriterlere göre seçiliyor.
Endeksin değişmesi, Fon’un politikalarındaki değişimle eş zamanlı oldu. Geçen yıl GPIF’in başına Yokohama üniversitesi finans profesörü Yonezawa hoca atandı. Bilimsel ve verimli fon yönetimine inanan birisi, teorik bilgisi sağlam. Ayrıca son 10 yılda GPIF’in “think-thank”ı sayılan RIPPA’da yapılan araştırmaların bir kısmını da yönetti. Zaten Fon’un politikalarındaki değişimleri tetikleyen bu bilimsel araştırmalar. Ben de iki defa bu düşünce kuruluşunda görev aldım. Yonezawa hoca ile beraber çalıştım GPIF politikalarına etki eden üç tane akademik çalışma yayınladım.
Yeni başkanın akıllı endeks uygulamasını devreye sokması Japonya’ya bir taşla iki kuş vurdurdu. Emeklilik fonlarını kullanarak hisse fiyatlarını destekledi. Ama bu işi şirketleri daha karlı olmaya destek edecek biçimde yaptı. Hisse senedi fiyatının artmasını isteyen şirketler belki Nikkei 400’e gireriz diye ROE’lerini iyileştirmeye, şirketleri düzgün yönetmeye başladılar. Şeffaflık ve verim arttı. Pozitif bir döngü oluşturuldu.
GPIF doğal olarak fonlarının tamamını hisse alımı için kullanmayacak. Ama en az 50 milyar daha alabilir ve hisse senetlerine ayırdığı portföyü toplam varlıkları içinde %25’e kadar çıkarabilir.
GPIF karlılık, verimlilik, ROE, temettü gibi faktörlere bakarak yatırım yapmaya devam edince şu olacak: Bu akıllı endekslerden başkaları da yapmaya başlayacak. Zaten Nikkei 400’ü kopyalayan fonlar var. Şirketler kendilerini iyileştirdikçe endekse girip çıkan şirketler arasında rekabet başlayacak. Kimin dahil olup kimin çıkacağının spekülasyonu yapılmaya başlanacak. Tüm entellektüel tartışma verimlilik üzerine çekilecek ve Japonya en sonunda verimsiz çalışan şirketlerden kurtulacak. Değer yaratmaya başlayacak. Kendi kendini yenileyebilen bir sistem bu.
Ama GPIF alımlarını durdurursa yerine kim hisse alır belli değil. Yabacıların akın akın gelmesi için uzun vadeli büyüme tahminlerinin yapısal olarak artması gerek.
Bence GPIF %25e ulaşınca, hedefini bu kez %30a koyup almaya devam eder.
Üye olmak için burayı tıklayın, yazılar doğrudan posta kutunuza gelsin, internet sansürlense de okuyabilin (bilgileriniz gizli tutulur)
Yorumlar