Shinzo Abe hem Trump hem de Putin ile ilişkileri geliştirme peşinde
- ABD Başkanlık seçimi öncesi Japon başbakanından Trump’a sürpriz hamle
- Japonya-Rusya yakınlaşması ivme kazanıyor
- ABD-Japonya birliği devam eder ama Japonya biraz daha bağımsız hareket eder
8 Kasım’da yapılan ABD başkanlık seçimlerinden bir kaç gün önce Washington’daki Japonya büyükelçiliğine Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump’ın kurmayları ile temasa geçmeleri talimatı gelir. Trump seçimi kazanırsa Japonya başbakanı Shinzo Abe hemen kendisini aramak ve zaferini şahsen kutlamak istemektedir. Japonlar sanıyorum seçim kampanyası boyunca sert ve tehditkar çıkışlar yapan, Japonya ile olan ticaret anlaşmasından çekileceğini ve ülkedeki ABD üslerini kapatabileceğini açıklayan Donald Trump’ın, Shinzo Abe’ye prestij kaybettirecek bir cevap verme olasılığına karşı böyle bir yoklama yapma ihtiyacı duydular.
Yakın kurmaylarından birisinin söylediğine göre Trump bu jesti duyunca zevkten mest olur. O günlerde Hillary Clinton’un başkan olmasına kesin gözüyle bakılmakta Donald Trump’a kimse bu yarışta şans vermemektedir. Bir G7 ülkesi olan Japonya başbakanının Trump kazanabilir diye düşünmesi başkan adayını çok mutlu eder.
Shinzo Abe söylediği gibi yeni başkanı telefonla arar ve kutlar. İçeriği hakkında önceden bir mutabakata varılmadığı için bu konuşma hazırlıksız yapılmış doğaçlama bir görüşme olur. Japonya başbakanı Peru’nun başkenti Lima’ya gitmeden önce New York’a uğrayacağını belirterek müsaitse Trump’ı da ziyaret etmek istediğini dile getirir. Donald Trump bu teklifi çok olumlu karşılar,”Gel tabi kesinlikle başımın üstünde yerin var” der. Ve böylece 17 Kasım’da, yeni seçilen ABD başkanı yemin edip görevi devralmadan önce kendisini ziyaret eden ilk önemli devlet adamı Japonya başbakanı Shinzo Abe olur.
O günlerde hatırlıyorum bu konu Japon medyasında sıkça ele alınmıştı. Trump hakkında olumsuz şeyler yazılmıyordu, hatta sevimli göstermeye çalışıyorlardı diyebilirim. Bir TV kanalı Donald Trump’ın 5 yaşındaki torunu (Ivanka Trump’ın kızı) Arabella Kushner’in Japon komedi sanatçısı Pikotaro’nun PIPAP (pineapple pen) adlı skeçini söylerken çekilen videoyu yayına koydu. Twitter’da Instagram’da fenomen oldu bakın Trump’lar ne kadar sevimliler diyerek empati yaratmaya, Donald Trump hakkıda pozitif bir hava oluşturmaya çalıştı diye düşünüyorum.
Burada bir parantez açıyorum. Yukarıdaki paragrafta belirttiğim video Ivanka Trump tarafından Instagram’a yüklenmiş. Benzer başka bir videoda torun bu kez Çince konuşuyor. Bu video da Çin’de sosyal medyada tavan yapmış (linki burada). Çin ve Japonya, Meksika’dan sonra Donald Trump’ın seçim kampanyası süresince saldırdığı ve eleştirdiği iki ülke. Ivanka Trump’ın yaptığı bu paylaşımları görünce acaba bilinçli olarak babasının imajını düzeltmeye mi çalışıyor diye düşündüm. Parantezi kapatıyorum.
17 Kasım Abe-Trump görüşmesi
Japonya başbakanı Abe New York’a gitti ve Donald Trump’ı Trump Tower’daki kral dairesinde ziyaret etti. İki lider de golf tutkunu. Abe Trump’a 3800 ABD Doları değerinde pahalı bir No:1 golf sopası (driver) hediye etti. Yazılanlara göre Trump da Abe’ye golf T-shirt’i hediye etmiş.
Abe-Trump arasındaki toplantıda neler konuşuldu bilinmiyor. Görüşme 45 dakika olarak planlanmıştı ama 1.5 saat sürdü. Bu süre içinde herhalde sadece golf konuşmadılar. Japonya’daki ABD üsleri ve iki ülke arasındaki ticari anlaşmalar yeni ABD başkanının seçim kampanyası boyunca “düzeltmeyi” vaat ettiği konulardı. Donald Trump ABD’nin askeri koruması altındaki müttefiklerinin bu koruma kalkanlarının masraflarını üstlenmesini istiyor, ayrıca Japonya ile beraber 11 Asya ülkesini de kapsayan TPP (Trans-Pacific-Partnership) anlaşmasında çekileceğini söylüyordu.
Columbia Universitesi Siyaset Bilimi profesörü Gerald Curtis Japonya başbakanı Abe’nin görüşme sonrası yaptığı basın açıklamasında sarfettiği “Donald Trump güvenebileceğimiz bir lider” sözlerinden yola çıkarak toplanın iyi geçtiğini ve yeni ABD başkanının Japonya’daki ABD üslerini çekebileceği gibi bir konuyu gündeme getirmediği çıkarımını yapıyor. Esasen Japonya, topraklarındaki ABD askerlerinin ve üslerinin masraflarının yarısından fazlasını sübvanse ediyor (bir hesaba göre %75’ini). Trump, seçim kampanyasında vaat ettiği gibi üslerin parasını bu askeri tesislerin konuşlandığı ülkelere ödetmeye kalkacağı zaman herhalde %35 sübvanse eden Güney Kore’den başlar, Japonya’dan değil.
Profesör Gerald Curtis ayrıca toplantı sonrasında yapılan basın toplantısında söylenen bir başka cümleye de dikkat çekiyor. Başbakan Abe, Donald Trump’a, TPP ve üsler konularında Japonya’nın temel duruşunu anlatmaya gittim demişti. Profesör Curtis’e göre Japon başbakanının çağrılmadan gitmesi, ve yeni ABD başkanının Japonya’dan ne beklediğini sormak yerine Japonya’nın iki ülke arasındaki ittifaka bağlı olduğunu belirterek duruşunu ve bu ittifaktan neler beklediğini anlatması, yani böyle bir insiyatif alması ilk defa rastlanılan bir olay. “Daha önce yeni bir başkan seçildiği zaman ABD beklentilerini Japonya’ya bildirilirdi, Japonlar da bunlara uyarlardı; şimdi ise Abe Japonya’nın duruşunu ve pozisyonunun izaha gitti. Bu ilk defa oluyor” dedi profesör Curtis.

Trump-Abe görüşmesi çok olumlu geçti
Abe’nin Rusya ile barış imzalayarak dış politika kahramanı olma olasılığı var
Trump’ın seçilmesi Japon başbakanı için bulunmaz bir fırsat olabilir. Aralık 15-16 tarihlerinde Rus lideri Viladimir Putin 12 yıl aradan sonra ilk kez Japonya’yı ziyaret edecek. Rusya ve Japonya arasında İkinci Dünya Savaşı’nı resmen bitiren barış antlaşması daha imzalanmadı. Aralarında sıcak savaş veya düşmanlık durumu yok ama 70 yıl önce biten İkinci Dünya Savaşı bu iki ülke arasında hala “ateşkes” statüsünde. 8 Ağustos 1945 tarihinde o zamanki adı ile SSCB Japonya’ya savaş ilan ederek Hokkaido adasının kuzeyindeki adaların tamamını kendi topraklarına katmıştı. Japonya bu durumu işgal olarak tanımladığı için iki ülke arasında bir anlaşma olmadı.
Putin kuzeydeki dört adayı Japonya’ya vermeyeceğini kesin kez ve defalarda açıkladı. Bu gelişinde de adalar konusunda bir açılım zor deniyor. Rus kamuoyunda adaların Rusya toprağı olduğunu düşünen ve verilmemesini isteyenler çoğunlukta. Putin, daha önce Rusya’nın verilecek bir çakıl taşı dahi olmadığını ilan etmişti. Aralık ayındaki Putin ziyaretinde bir anlaşma olabileceği konusunda bir beklenti de yaratılmadı zaten.
Öte yandan, Japonya Rusya’yı Çin’e karşı bir denge unsuru olarak kullanmak, Rusya’daki zengin doğal gaz yataklarından faydalanmak istiyor. Bu amaçla Rusya’nın geliştirmeye çalıştığı Sakhalin adası enerji projelerinde konsorsiyum üyesi olarak Japonya ve Japon firmaları yer aldı, Japon bankaları 6 milyar dolar kredi sağladı. Sakhalin adasının güney bölgesi Japonya’nın hak iddia ettiği yerlerden birisi. Kulislerde eskiden beri konuşulan şöyle bir formül var: Rusya Japonya’nın hak iddia ettiği 4 adadan önemsiz ve küçük olan iki tanesini belirli şartlarla ve bir takvime bağlı olarak versin, karşılığında da büyük adalardaki ekonomik bölgelerin milyarlarca dolarlık finansmanını ve zenginleşmesini Japonya finanse etsin, Japon şirketleri inşa etsin.
Putin’in Japonya ziyaretinde sürpriz bir açıklama yapılır mı? Bilinmiyor, olasılık yok diyen de aksini düşünen de. Eskiden olsa Japonya ABD’nin onayı olmadan Rusya ile böyle bir anlaşma yapmayı düşünemezdi. Ama şimdi Donald Trump bir boşluk yarattı. İki ülke etle-tırnak gibi birbirine bağlı; Japonya kesinlikle ABD’den vazgeçmez; ABD olmadan Japon mucizesi de olamazdı; ABD’de Japonya’daki üslerini ve bu ortaklığı tehlikeye atmaz; Japon-ABD birliğinde bir çözülme olması olasılık dışı; evet bunların hepsi doğru ama Japonya dış politikada biraz daha bağımsız davranabilir, hatta kendi askeri gücünün nüfuz alanını genişletebilir. Bunu zaten ABD’de istiyor, normali de bu. Ayrıca Rusya ABD ile arasındaki buzların çözülmesi için Japonya ile olan yakınlaşmasını katalist olarak da kullanabilir.
Kısacası, Japon başbakanı için dış politikada önemli ve pozitif açılımları yapabileceği bir aralık bulmuş gibi. Becerebilirse kahraman olur ve adını tarihe yazdırır.