Japon şirketleri için güvenlik birinci kıstas
Tıklayın ve kayıt olun yazılar posta kutunuza gelsin(üyelik bilgileri gizli tutulur).
Türk Ticaret ve Sanayi Odası Japonya (TTSOJ) dergisi önümüzdeki hafta basıma girecek olan 2015 Yaz sayısı için 6 röportaj ayarladı. Bunlardan 5 tanesi Türkiye’ye yatırım yapmış veya Türkiye riskini almış Japon şirketlerinin CEO veya üst düzey yöneticileri ile yapıldı. Sonuçta birbirinden ilginç ve dopdolu içerikli yazılar ortaya çıktı.
Dergi baskıya girince bir kopyası da TTSOJ websitesine yüklenecek oradan okuyabilirsiniz. Ben burada röportaj ve yazılarda ortak olarak dile getirilen kur ve güvenlik risklerine değineceğim.
Güvenlik ve istikrar konusu röportaj veya yazı veren şirketlerin bir numaralı endişesi. Japonya’dan gelen turist sayısı hakkında konuşan bir firma “IŞİD olmasa Japon turist sayısı 170bini geçer, Japonya-Türkiye arasındaki uçak sefer sayısı da mutlaka artar” dedikten sonra mevcut terör kaynaklı istikrarsızlığın uzun süreli olmamasını temenni ediyor.
Türkiye’de turizm ve otelcilik sektörüne yatırım kararı alan güzide bir firma Türkiyenin coğrafi önemini vurguluyor, mevcut çalkantılı dönemi geçici olarak gördüklerini belirtiyor ve “Türkiye’de düzgün bir sistem, işleyen kurallar, hukuk ve düzen var. Bu açıdan bir endişemiz yok” dedikten sonra şöyle devam ediyor “Turizm müşterisini çeken kültür, tarih ve gurmedir. Türkiye’nin muhteşem bir kültürel dokusu var. Bütün bunların içinde en temel olgu ise ortada bir güvenlik sorunu olmadığıdır. Emniyettir. Bu açıdan baktığımızda Güneyde olanlar bizi endişelendiriyor. Japonya güvenlik konusunda özellikle hassastır.”
Yatırım kararı alınmasında en önemli etkenler iş ahlakı, etik değerler, istikrar, ve büyüme olanaklarının olması. “Türk toplumunun çalışkan ve yetenekli olması ve Avrupa Birliği ile olan gümrük birliği anlaşması Türkiye’yi üretim üssü olarak avantajlı kılıyor. Türkiye pazarına girmeyi düşünen Japon firmalarının bu ülkenin potansiyelini mutlaka görmelerini istiyoruz” yorumunu yapan Japonya’nın en büyük finans holdinginin Türkiye’deki CEOsu. Söyleşisinde pek çok kez asayişin önemine değiniyor. Sokaklarda silahlı çatışmalar oluyor derken genel bir asayiş sorunu gördüğünü anlıyoruz.
“Bugünlerde çevre ülkelerin bazılarında politik istikrasızlık artmakta ancak bu değişen ortamı gözönüne alan politik stratejilerin yeniden düzenlenmesi sadece kısa dönemli konulardan biridir. Uzun vadeye bakarsak bu alanın geleceğe yönelik fırsat olduğunu düşünüyoruz.” diye yazan Japonya’nın ve dünyanın en büyük üreticilerinden birisinin yönetim kurulu üyesi.
Bir başka firmanın yöneticisi de Türkiye’ye stratejik olarak baktıklarını, kendileri için en önemli bir hedeflerden birisinin Türkiye’de kalıcı bir yer edinmek olduğunu ekledi. Ama şimdilik üretim üslerini Avrupa’dan Türkiye’ye getirmeyi düşünmüyor.
Bu örnekleri çoğaltabilirim, mesaj değişmeyecektir. Asayiş yani “günlük normal hayat akışında korku ve kaygı veren bir şeyin olmaması durumu” ve güvenlik yani “toplum yaşamında hukuk ve asayiş düzenin aksamadan yürümesi durumu” Japonların Türkiye’ye bakışlarında birinci sıraya yükselen faktörler.
Eskiden Türkiye’de gelen yakınmalar taksicilerin gereksiz yere fazla para almak için müşterileri dolaştırmaları, turistik eşya satan dükkanlarda kazıklanmak gibi deyim yerinde ise “adi vakalar” ile sınırlı idi. Son gözlemlerimde Istanbul’da sokak ortasında çeteler arasındaki silahlı çatışmalar, Sultanahmet canlı bombası, IŞİD saldırıları gibi unsurlardan dolayı can güvenliğinin öne çıktığını farkettim.
Bir de kur riski faktörü var. Japon Yeni değer kaybettiği için yurt dışı yatırımları pozitif gözüküyor. Yani yurt dışında tuttukları varlıkların Japon Yeni cinsinden değeri artıyor. Türkiye ise istisna ülkelerden birisi. Türk Lirası’nın değeri Japon Yenine göre düştü. Yani yurt dışında yatırım yapmanın bir avantajı olan kur farkı artı değeri TL için geçerli değil. Bu durum da Türkiye’de faaliyet gösteren firmaların ortak sorunu. Kurlarda önlerini görememekten sıkıntılılar.
Benim görüşüme göre güvenlik sorunu olan bir yerde kur riski de yüksek olur. Bu ikisini birbirinden ayrı düşünmek mantıklı değil. Yani aslında ortada tek bir sorun var: Güvenlik.
20 yıl önce kurulan TTSOJ Japon Sanayi ve Ekonomi Bakanlığı (METI) tarafından tescilli.