Telefon bağımlılığından kurtulmanın yedi kuralı

Tıklayın ve kayıt olun yazılar posta kutunuza gelsin(üyelik bilgileri gizli tutulur). Günün fotoğrafçısı yazının sonunda.

Japonya’da metroda ve trenlerde ellerindeki “akıllı telefonlara” gömülüp çevresi ile ilişkisini tamamen kesen insaların sayısında şaşırtıcı ve hızlı bir artış var. Beş sene önce hemen hiç kimse telefonu ile oynamazdı, bugün herkes telefon bağımlısı olmuş.

Son 15 yıldır mecbur kalmadıkça metroya binmiyordum. Yağmur yağmadığı veya çok soğuk olmadığı sürece ya motorsikletim ya da bisikletim ile işe gelip gitmeyi sıkışık salamura olmuş trenlere tercih etmiştim. Ama son bir yıl içinde önce motorum, sonra da bisikletim çalındı (hırsızlık hikayesini okumak için –> burayı tıklayın). Yürüyebildiğim yerlere yürüyorum, yürünmeyecek mesafeler için de yeniden tren kullanmaya başladım.

Hergün düzenli tren kullananlar yavaş yavaş hayatımızın her yanını istila eden akıllı telefon bağımlığına göz aşinası oldukları için belki farketmemişlerdi. Oysa ben bu değişimi hemen gözlemledim.

Eskiden Japonya’da sabah işe giden insanlar metro, tren veya otobüste genelde birbirleri ile konuşmazlardı. Ya uyurlardı, ama daha çok birşeyler okurlardı. Mesai başlamadan önce günün haberlerini gözden geçirmek isteyenler çoğunlukta olduğu için Nikkei, Asahi, Mainichi gibi gazeteler açılır ve birinci sayfadan başlayarak havadisler taranırdı.

Ama gazeteler öyle bir uçtan diğerine çarşaf gibi açılmazlardı. Bu işin bir adabı vardı. Trenler sabah saat 7den itibaren kalabalıklaşmaya başlayıp da kıç kıça, omuz omuza sıkışık düzen içine girince ne okunacaksa yandaki insanı rahatsız etmeden yapılırdı. Gazete boydan ikiye katlanır öyle okunurdu. Yazılar yukarıdan aşağıya yazıldığı için de bu katlama biçimi bir sıkıntı yaratmazdı.

57b31c39

işte böyle (kaynak: internet)

Öğlen saatlerindeki trenlerde ise muhabbet bolca göze çarpardı. Akşamları zaten iş çıkışı bir yerlere gidileceğinden konuşan insanlar çok olurdu.

Oysa şimdi durum farklı. Kimseler bir biri ile konuşmuyor. Herkes telefon bağımlısı olmuş ve bu olay sanırım son 5 yılda olgunlaşmış.

Eskiden gün içinde birbiri ile konuşan insanlar da artık zamanlarını akıllı telefonlarda harcıyorlar.

Kaynak: Internet

Kaynak: Internet

Tren beklerken

Tren beklerken

157 milyon fazla cep telefonu abonesi

Japonya’nın nüfusu 128 milyon, İçişleri Bakanlığı verilerine göre cep telefonu abonesi sayısı 153 milyon ve bu rakam yılda ortalama %6 büyüyor. PHS adı verilen telefonları da dahil edersek, 157.8 milyon hat sahibi var. Nüfusun 1.23 katı. 3G denilen eski iletişim platformunun oranı son 1.5 yılda %95’den %55’e geriledi, 3G’den 4G’ye geçiş oluyor. Beş sene önce toplam hat sahibi 115 milyondu.

Ayrıca “akıllı telefonlar”ın oranı toplam cep telefonları içindeki payı %ilk defa geçen sene 50’yi geçti. Buradan yola çıkarak 75 milyondan fazla Japonun akıllı telefon hattı sahibi olduğunu hesaplayabiliriz.

Son zamalarda akıllı telefonlardaki mesajlaşma sosyal iletişimin önüne geçti gibi. Geçen aylarda bir “ijime”(mobbing) vakası olmuştu o zaman öğrenim ki gençler arasında mesajına hemen cevap vermeyenler sosyal guruplardan arkadaş ortamlarından dışlanıyorlarmış.

Bir karşılaştırma yapmak için Türkiye’de telefon kullanım oranlarına baktım. 75 milyona yakın cep telefonu hattı olması gerek. 2013 yılında çıkan bazı haberlerden bugün 20 milyon kişinin akıllı telefon sahibi olduğunu tahmin ediyorum.

Akıllı telefonlardaki bu artışı gören medya kuruluşları da içerikleri bu yeni ortama kaydırmaya başladılar. Şimdi her şey internette bulunuyor; hava durumu, hisse senedi fiyatları, konserler ve benzeri “nerede ne var” bilgileri ve saire. Bunu bilen içerik üreticileri de deli gibi internet malzemesi hazırlıyorlar bizleri daha fazla kullanmaya mecbur bırakmak için.

Bu bağımlılık durumu yaşamımızdan çalıyor bence. Tıpkı sigara bağımlılığı gibi bilinçli olarak karşı koyulması ve yönetilmesi gereken bir süreç.

Benim gözümde ha günde 90 sigara içmişim, ha günde saatlerce internet kullanmaya bağımlı olmuşum. Bir şey değişmiyor. Bu nedenle aşağındaki listeyi hazırladım.

Internet bağımlılığından kurtulmak için bunları yapın

1. Haftada bir gün cep telefonunuzu, iPad’ınızı yanınıza almayın.

Eğer siz de benim gibi bir teknoloji bağımlısı iseniz, cep telefonsuz dışarı çıktığınız gün kendizi “çıplak” hissedecek, rahatsız olacaksınız belki de bir “panik atağına” uğrayacaksınız. Oysa bu aletler olmadan da pekala günü çıkarmak mümkün. Kendinizden daha fazla verim alacağınızı da garanti ederim. Çok uzun yıllar tanıdığım bir dostumun hiç cep telefonu olmadı. Ama sosyal hayatı hep aktifti. Kendine bir de iş kurdu. Kısaca cep telefonsuz da hayatı yönetmek mümkün. Haftada bir gün bu aletleri evde bırakın ve dokunmayın. Daha sonra bu işi haftada iki güne çıkarın.

2. Sabahları kalkınca ilk olarak e-posta kontrolü veya haber taraması yapmayın.

Bu kuralı yerine getirmenin en garantili yolu cep telefonlarını yatak odanıza sokmamaktan geçer. Akşam yatarken teknolojiyi “boşayın”

3. Cep telefonlarınızla her şeyin fotoğrafını çekmeyin

Bunun yerine O “an”ı yaşayın ve tadına varın, aklınıza kazıyın. Daha sonra fotoğraflara bakma pahasına hayatı ıskalamayın.

4. Mesajlara hemen cevap beklemeyin, hemen cevap da vermeyin

Kuralların içinde belki de en zor olanı bu. Asosyal damgasını yemenize, işlerinizde aksamaya yol açabilir. Yukarıda yazdığım gibi şimdiki gençlik cep mesajlarına hemen cevap vermeyenleri affetmiyor. Öte yandan mesajlaşmak ile “mailleşmek” yani e-posta alışverişinde olmak farklı şeyler. SMS, “text” gibi mesajların konuşmanın yerini alması bence sakıncalı bir şey. Ama acil durumları yönetmek bu mesajlar ile mümkün oldu. Ben de kararsızım. Mümkünse kullanmak istemiyorum ama bir orta yol da bulunabilir.

5. Yemek yerken akıllı telefonları lobide bırakın

Hatırlar mısınız? çocukken annelerimiz yemek yerken televizyon seyredilmez derdi. İşte ben de şimdi yemek yerken internet sörf edilmez, e-posta kontrolü yapılmaz diyorum. Unutmayın, yemek günde üç kere tadına varabildiğimiz bir keyif. Bir mutluluk fırsatı olabilecek bu okazyonları harcamayalım, mundar etmeyelim.

6. Gün veya hafta içinde konsantre olabileceğiniz bir uğraşı edinin

Cep telefonlarının kanımca en zararlı tarafı konsantre olabilme yeteneğimizi mahvetmeleri. Twitter’da her bilmem kaç saniyede bir mesaj geçer, haber siteleri “şok, şok, şok…” başlığı ile hiç bir işe yaramayan gürültüleri yüzümüze, gözümüze sokar boğazımıza tıkar. Tüm medya sanki bir kaç saat interneti kontrol etmezsek dünyanın sırrını ıskalayacakmışız, zamanın gerisinde kalacakmışız gibi hissetmemiz için seferber olmuş durumda.

Bu sarmaldan kurtulmak, zamanı yavaşlatmak ve konsantre olabilme yeteneğimizi geri kazanabilmek mümkün. Her gün iş dışında gerçek anlamda kendinizi verebileceğiniz bir uğraşı bulun. Ben sabahları kahvaltıda salata hazırlıyorum. Siz resim yapabilirsiniz, veya son derece rutin bir şey yapabilirsiniz.

7. Sosyal medyayı kendiniz için kullanın egonuz için değil.

Facebook, twitter, bloglar, tumblr, google ve saire. Kullandığınız zaman bir amacınız olsun. Bilgi, paylaşım gibi. Hayatınızın her saniyesini facebook’a kaydetmek zorunda değilsiniz. Kaydederseniz de kaç “beğen” aldığınızı kontrol etmeyin.

Ek1: Toplantıya telefonları sokmayın.

İş toplantılarının sayısını azaltıp kalitesini artırın, telefonları girişte bırakın.

Ek2: Kitabı, dergiyi, gazeteyi yeniden keşfedin

Kağıdın dayanılmaz kokusunu içinize çekin, bugüne kadar çekmediyseniz alışın. Haftada bir kitap gününüz olsun

İşte böyle. Bu yedi kuralı uygulayabilirsek bence akıllı telefonlara kaptırdığımız hayatımızı geri alabiliriz.

#japonya #japon #japonfotograf

Günün Fotoğrafçısı:  Tosa Kazufumi

Bir kaç hafta önce sergisine gitmiştim. 7’den 70’e gün batımında fotoğrafı çekilmiş insanların portreleri sergilenmişti. İlginç bir konu derlemesi diye düşünmüştüm. Daha sonra web sitesinden diğer eserlerini de inceledim. Şehirlerin alt-kültürlerini fotoğraflayan denemeleri var. Okinawa’da çekilen konsomatris kadınlar ile “et” satan dükkanların, çiçeklerin, objelerin kombinasyonun verildiği albümü dikkatimi çekti(buraya tıklayın). Bence en başarılı kompozisyonu bu. Bakalım siz nasıl bulacaksınız. Sanatçının sitesine gitmek için aşağıdaki resmi veya bu bağlatıyı tıklayın.

http://www.japonyabulteni.com’da çıkan diğer fotoğrafçıların listesine–> bu bağlantıyı tıklayarak erişebilirsiniz.

Tosa Kazufumi web sitesinin ekran kopyası

Tosa Kazufumi web sitesinin ekran kopyası

Yorumlar

  1. Eskiden saatlerce kafamı kaldirmadan kitap okuyup ders çalışabiliyordum. Çoktandır bunu yapamiyorum, sebebinin ic huzurla falan alakalı olduğunu dusunuyordum ama telefonun bundaki payı yadsinamayacak kadar büyük.

Yorum bırakın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s