Japonya’da sigarayı bırakmak
Tıklayın yazılar posta kutunuza gelsin(üyelik bilgileri gizli tutulur). Günün fotoğrafı kısmında gene bir Japon fotoğrafçının tanıtımı var, Ichiro Fujisato. Yazının sonunda.
Japonya’da 2014 yılında 187 milyar adet sigara içildi. Bunun 112 milyar tanesini JT (Japan Tabaco) sattı. Bu yılın ilk 5 ayında içilen sigara sayısı 77,4 milyar adet, JT’nin payı 43,8 milyar tane. Memlekette tahminen 20 milyon vatandaş sigara içiyor. Bu hesaba göre yılın Mayıs ayına kadar olan kısmında sigara kullananlar kişi başına günde 1.2 paket tüketmişler. Geçen sene ortalama tüketim kişi başına 1.3 paket idi. Toplam yetişkin yani 20 yaş üstü nüfusa vurunca bu sayı günde 0.22 pakete düşüyor. Adam başı 4 sigara.

Hangi ülkede ne kadar sigara kişi başına tüketiliyor, Kaynak : drwallet.jp/navi/3171/
Tokyo’da gezinen birisi fazla sigara içen kişi görmüyor. Tiryakiler, yani günde 1.2 paket içenler her yerde içemiyorlar. Mahalle baskısı var. Sokaklarda kül tablası yok. İzmaritleri yere atmak hoş karşılanmıyor, zaten yürüyerek sigara içmeyi belediyeler yasaklamış. Kanunen böyle bir hakları yok ama biz yasakladık deyince insanlar kabul ediyor. Sigara ancak belediyenin tespit ettiği yerlerde içilebiliyor. Buraya girenler de herhalde bi fırt çekip çıkıyorlardır, izmaritler dibine kadar içilmiyordur.

Shinjuku istasyonu önünde kendilerine ayrılan yerde sigara içenler
Bundan 19 yıl önce 1996’da, ki benim sigarayı bıraktığım yıldır, Japonya’da yılda 350 milyar adet sigara içiliyordu. O yıl nüfus 126 milyon, sigara içenlerin sayısı ise bugünkü %20nin üzerinde %33lerde idi. Kişi başına günde 1.4 paket ediyor ama erkeklerin %60’ı tüttürdüğünden, ve ofis, sokak, metro, tren, ev, araba, bina, uçak kısacası her yerde ve her zaman sigara içilebildiğinden bu durum göze çarpardı. Sürekli bir duman altı vaziyeti içindeydik.
Sigaraya Türkiye’de başladım Japonya’da bıraktım. Öyle mahalle baskısından dolayı değil ama. Japonya’da sigara karşıtı politikalar henüz uygulamaya konmamıştı o zamanlar. Hazırlıklar vardı gerçi.
Temelde sigarayı sevmezdim ama gene de içerdim. Üstelik sigarayı bıraktığım yıl ortalama günde 90 tane yakardım. Dört buçuk paket ediyor. Zincirleme yani.
Sonra bir gün, 1 Mart 1996 sabahı günde 90 sigaradan sıfıra indim. Aninden. Zaten bırakmayı istiyordum. Sigaranın neden bağımlılık yaptığının bilimsel nedenlerini araştırıp bulmuştum. Bu bilgiye sahip olmak önemli bir silahtı çünkü sigarayı bırakamama sebebini öğrendim. İrade zayıflığı ile ilgili değildi. Vücudu kimyasal olarak manipüle ediyordu. Bir başka deyişle sigarayı bırakıp bırakmamak benim irade ile ilgili diye düşünürken, aslında hiç de öyle olmadığını öğrendim. Tiryakilik kontrolü kaybetmek demekti ki bu hiç hoşuma gitmemişti.
Sonra, o Mart sabahı köpeğimi her günkü gibi gezdirmeye çıktım. Güneşli ve taze bahar havasını içime çektiğimi hatırlıyorum. Deniz kokusu rüzgara bindi göğsüme doldu o nefesle beraber. Ne de olsa İstanbul çocuğuyuz, memleket özlemi bastırdı yosun ve tuzu su kokan havayla beraber. Meltem çarptı yüzüme. Hüzünlendim. Böyle yorgun argın olacak insan değildim diye düşündüm. Sigaraydı bunu yapan, bırakamamanın verdiği hayal kırıklığıydı.
Deniz kokulu rüzgar katalizör görevi gördü ve o gün bıraktım. 19 yıl önce. O günden beri de ağzıma tek bir adet sigara koymadım.
Şimdi bu yazının Japonya’daki sihirli bir metod yardımı ile sigarayı bırakmakla falan ilgisi yok. Kişisel bir anı.
Japonya’da sigara yasak değil, ama nüfusun %63ü yasaklanmasına sıcak bakıyor. Sigara lobisi güçlü, kanunu geçirtmiyorlar. Oysa Japonya pasif içiciliği engelleyecek yasal düzenlemeleri yapacağına dair Dünya Olimpiyat Komitesi’ne söz verdi kendini taahhüt altında soktu. Olimpiyatlara kadar umumi yerlerde sigaranın kanunen yasaklanması gerek.
Japonya’da tiryakiler günde 1.2 paket sigara içiyorlar ama Tokyo’da veya diğer bir Japon şehrinde etrafta sigara içenlere artık rastlanmıyor. Ofisler, trenler, umuma açık yerlerde de mahalle baskısı ve kurallar yolu ile sigara fiilen yasaklanmış durumda.
2008 yılında sigara satın alabilmek için Taspo Card denen özel kart taşıma zorunluluğu getirildi. Bu uygulama kimlik ibra etmeyi zorunlu kılıyor. Sigara satış noktaları sınırlandı. Reklamları yok artık. Yani sigarasız bir toplum için sosyal ve fiili altyapı hazırlandı. Halk da kabul etti. Restoranlarda kafelerde sigara içilen bölümler var ama yarın yasal düzenleme ile bunlar yasaklanırsa kimse yadırgamaz.
ichiro fujisato
Günün fotoğrafı- Ichiro Fujisato’yu tanıyalım
Bugün tekrardan bir Japon fotoğrafçının web sitesinin tanıtımı var. 1969 doğumlu Ichiro Fujisato değişik objeler üzerinde benzer tarzlarda fotoğraf üretiyor. Umarım beğenir Japon fotoğraf sanatı konusunda biraz daha fikir edinirsiniz. Web sitesine gitmek için burayı tıklayın veya aşağıdaki resmin üzerini tıklayın.
Yazıyı beğendiyseniz daha çok kişinin okuması için paylaşın (aşağıdaki tuşları tıklayarak paylaşabilirsiniz)
Merhaba.
Izninizle birsey sormak istiyorum.
“Kanunen böyle bir hakları yok ama biz yasakladık deyince insanlar kabul ediyor.” yazmissiniz ya; bu dediginize gore para cezasi da (genellikle 1000 yen) yalan mi?
Yalan söylemiyorlar doğru söylüyorlar. Ama bence keyfi bir ceza. Kanuni zorunluluk deyince uymayan adama polisin gelmesi anlaşılır. Burada gelen polis değil görevli. Evimin zilini çalan adama para cezası isterim demiş gibi bir şey. Belediye isterim deyince herkes ödüyor. Sonra gidip mahkemeye verebilirsiniz kanuni bir dayanağı olmadığını sanıyorum çünkü, ama kim ve nasıl uğraşacak o ayrı bir konu. Bu nedenle de para cezaları filli bir durum oluşturdu.
Bu gorevliler de genellikle “sigaranizi sondurmeniz mumkun mu?” diye soruyor; ama henuz hic yerlerde “1000 yen ceza vardir!” yazan yerde denk gelmedigim icin merak etmekteyim. Odemeyi reddedince polis cagiracak halleri de olmasa gerek…
Aslinda bu ulkenin genelinde gorulen bir sorun.
Evimin onune parketmeyin 20.000 yeninizi alirim, buraya cop dokersen para cezasi 10.000 yendir vs; amac sadece “goz korkutmak” olsa gerek.
Bu bakimdan garip ulke vesselam; olayin dogru veya yanlis oldugunu sorgulatmaktan cok “Korku”yla vazgecirtme cabasi…
Siz gene de sokakta sigara içmeyin. Bir laf vardır Roma’da Romalılar gibi davran diye. Adamlar öyle bir kural koymuş üzerine gitmenin anlamı yok. Burada kilit nokta şu: Hükümet isterse bu yasayı geçirirdi, çoğunluk var, uygulamasını da yerel idareler ile kolluk kuvvetlerine bırakırdı. Ama eğer halk hazır değilse bu kanun polis ile vatandaşı karşı karşıya getirir ki buna ilk itiraz emniyet müdürlüğünden gelir, halkın bir kısmının kabul etmeyeceği bir kanun geçirdikleri için. Polis kanun geçince sokağa çıkıp vatandaş avlamak istemez. Bu sebeple “fiili altyapı” deyimini kullandım.
JT buna izin verdirtmez zaten.
Ve de bunun vergileriyle halki somuren devlet.
Belki bilirsiniz, her sene Inogashira Park’inda esrari legallestirme eylemleri olur ama bu tv’ye bile cikmaz. Neyse konu baska bir yone dogru kayiyor, burada birakayim 🙂
Tesekkurler!
Aslında sigaranın psikojenik bağımlılığı çok güçlüdür. Çünkü erişimi kısıtlamak güçtür. Dünyanın her yerinde bu ürünü haz alarak tüketen diğer kullanıcılardan hastanın/bağımlının izole olması mümkün değildir (diğer bağımlılık Yapıcı yasak maddelerle de kıyaslandığında). Üzülünce, sevinince, yemek sonrası tüketme ihtiyacı gibi öğrenilmiş bağımlılıklar da kimyasaldan çok psikojeniktir.
Sigara tüketimi konusunda bir Japonya’ya bir de İsviçre’ye çok şaşırmıştım. Hatta Japonya’da kullanılan küçük cep küllüklerini görüp hayret etmiştim (tabi benim karşısında olduğum sigara kullanımı gibi bir konuda bile kül hassasiyeti göstererek Artı puan almışlardı benden). Sizin verilere göre azalma var. Bahsettiğiniz çalışmalar ve toplumsal tutum ne güzel, demek ki sonuç alınıyor.
Kişinin kendisine verdiği (KOAH’tan kansere -akciğer, mesane, gırtlak…- uzanan) zararların yanında başta gebe ve çocuklar olmak üzere pasif içicilik de ciddi bir problem.
Bizdeki düzenlemeler maalesef toplumda (sizin anlattığınız biçimde) saygıyla karşılık bulmuyor. En büyük eksikliğimiz başkalarını rahatsız etmekten kaçınmaya yönelik (sadece bu değil, herhangi bir konuda) düşünceli ve empati sahibi davranamayışımız. Bazen öfkeyi, mutluluğu, tepkileri uçlarda yaşayan Akdeniz ruhundansa, Saygın bir resmiyet olsa evladır diye düşünüyorum.
Darısı tüm bırakmayı niyet edenlerin başına 🙂
Evet Akdenizli ve genç bir nüfus olduğumuz ve pek çok şeyi uçlarda yaşıyoruz, bu nedenle bazen uygulamalar tepeden inme kurallarla ancak olabiliyor. Türkiye’deki sigara içme yasağı son yıllarda gördüğü en isabetli yaptırım, ve tuttu. Bu güzel bir şey
Merhaba. Yazınız çok hoşuma gitti. İrade meselesi denmesi, birakamamanin verdiği hayal kırıklığı demişsiniz. Ben asistan doktorum, az çok biliyorum bağımlılık mekanizmasını ama yine de beceremedim. Nerdeyse 20 yıldır içiyorum. fiziksel ve psikolojik bağımlılık diye 2 ye ayiriyorlar. Bıraktıktan sonra bikaç hafta içinde sanırım fiziksel bağımlılık kısmı çok büyük ölçü de belki de tamamen ortadan kalkıyor. noradrenalin dopamin vb salgılar normale dönünce. Sonrası da psikolojik bağımlılıktan kurtulmaya kalıyor. Bi insan nasıl günde 90 sigara içer ve nasıl bir defa da bırakabilir, inanılır gibi değil. Zamanınız olursa bıraktıktan sonraki haftalarda nasıl dayanabildiniz, bu konuda biseyler yazabilirseniz çok sevinirim
bir cevap yazdım ama bilgisayar azizliği uçtu. bir daha aynı uzunlukta yazamam. ama kısaca şu. 90 sigarayı zaten severek içmiyorsunuz. bağimlioik mekanizmasını öğrenmem çok etkili oldu. nikotin receptor yaratıyordu, bunlar ise tam olarak yok olmuyorlar, sigara kesilince uykuya giriyor, yeniden “bir tanecik ” içilince de hepsi birden yeniden aktivayona geçiyor, ve uykuda nikotin açlıgına girmiş oldukları için de birden bire çok fazla içme isteği uyandırıyordu. Bu sebeple her bıraktıktan sonra daha fazla içme sarmalı oluşuyordu. Püf noktası bir kere bırakınca ne olursa olsun “bir fırt” bile çekmemekti. Bu kurala uydum. En fazla yemek sonrası tok karın zorladı ama o da bir süre sonra geçti.