Davos’da ikinci “One Minute” vak’ası: Japon başbakanından Çin göndermesi
Tıklayın yazılar posta kutunuza gelsin(üyelik bilgileri gizli tutulur)
Japonya başbakanı Abe’nin geçen hafta Davos’da yapılan Dünya Ekonomik Forumu toplantılarında, ülkesi ile Çin arasındaki siyasi gerilimi ve ekonomik ilişkileri tanımlarken Birinci Dünya Savaşı öncesi İngiltere – Almanya ilişkilerine benzettiği iddia edildi.
Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu da getiren o savaş tam 100 yıl önce 1914’de başlamıştı. Japonlar Abe’nin sözlerinin sembolik bir gönderme olduğunu ve Çin ile Japonya arasındaki sıkı ekonomik bağların bir emniyet sübabı gibi görülmemesine, iki ülke arasındaki bir ihtilaftan herkesin zararlı çıkacağına vurgulama olarak yorumluyorlar.
Ancak Japonya ve Çin arasında bir savaş olasılığının en üst düzeyde akıllara getirilmesi İngiliz gazetesi FT(Financial Times)’ın ekonomi yorumcusu Martin Wolf’a göre son yıllarda Davos’da duyulan en rahatsız edici ve herkesi uykudan uyandıran, ayıltan bir gelişme (videosu aşağıda, Abe yorumu 2. dakikadan sonra ).
Yasukuni Tapınağı’na yapılan ziyaret
Abe’nin sözleri, başbakanın Yasukuni Tapınağına yaptığı ziyaret hakkında Çinli gazeteciler tarafından yöneltilen ısrarlı sorulara cevap olarak gelmiş. Japon devlet adamlarının sadece bir tapınak değil, aynı zamanda bir şehitlik de olan Yasukuni’yi ziyaret etmeleri Güney Kore ve Çin başta olmak üzere Japonya’nın komşularını rahatsız ediyor.
1853’den bu yana yapılan savaşlarda ölen 2 milyondan fazla Japon askerinin ruhunun istirahat ettiği Yasukuni’de İkinci Dünya Savaşı sonrasında Tokyo’da kurulan mahkemede yargılanıp savaş suçlusu olarak hüküm giyen ve idam edilen üst düzey Japon general ve devlet adamlarının ruhları da ebediyete yatırılmış. Bu nedele yapılan ziyaretlerin sadece meçhul askeri değil aynı zamanda Çin, Kore ve asyadaki katliamlardan sorumlu tuttulan savaş suçlularını da onore ettiği kabul ediliyor. Japon militarizminin bir göstergesi deniyor.

Yasukuni Tapınağı- halk, şehitleri ve savaş kahramanları için dua ediyor

Bozkurt ve At: Tapınak’ta sadece şehit düşen askerler değil, telef olan 1 milyon at ve bozkurt da temsil ediliyor
Hükümet daha sonra bir açıklama ile Abe’nin sözlerinin yanlış tercüme edildiğini ve Almanya-İngiltere benzetmesinin yapılmadığını söylemiş. İki ülke arasında çıkabilecek bir savaşın herkes ve tüm dünya için bir felaket olacağının vurgulanmak istenildiğini belirtmiş.
Gene de bu “savaş” benzetmesinin yapılmış olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Japonya’nın yeni savunma konsepti
2013 Ocak ayında İslami teröristler bir Japon şirketinin Cezayir’deki şantiyesini basarak yüzlerce yabancıyı rehine almış, yapılan operasyon sonucu da 10 Japon mühendis hayatını kaybetmişti. O sırada yeni başbakan olan Abe bu olaydan sonra Japonya’nın savunma konseptindeki değişimi hızlandırmaya başlamıştı. Bu konuya Japonya Bülteni’nde 3 Şubat 2013’de kısaca değinmiş, Türkiye’nin rolüne de atıfta bulunarak şöyle yazmıştım.
Japonya savunma konspetini yeniden masaya yatırmaya hazırlanıyor. İkinci dünya savaşı sonrası ilk köklü revizyon olacak. Anayasa değişikliği de gündemde. Yükselen ve gittikçe askeri bir tehdit olmaya başlayan Çin, Kuzey Kore gibi bölgesel rakiplerin ve düşmanların yanısıra, dış ülkelerdeki Japon çıkarlarını koruyacak politikalar geliştirecek ABD tipi bir MGK de gündemde. Türkiye için bir fırsattır bu. Son Cezayir olayları Japonların uluslararası güvenlik alanında hala tecrübesiz ve yetersiz olduğunu ortaya koydu.
Japonya, Çin ile arasındaki artan gerilimi egemenlik haklarından feragat etmeden kontrol altına almak istiyor. Çin’de 30,000 küsur Japon şirketinin olduğu rivayet edilir. Japonya’nın uluslararası ticareti içinde Çin’in payı %20’ye yaklaşıyor ama düşüş trendinde. Çin ile Japonya’nın arasında denizde ve havada Senkaku adaları üzerinden gerilim var. Japonya orta doğu, orta asya ve afrikada imalat ve ticaret yapacağı, Japonya’ya husumet beslemeyen, terörizme karşı savunma işbirliği içinde olabileceği bir partner olarak Türkiye ile sıkı ilişkiler inşa etmeye başladı.
Ancak Türkiye’nin Suriye’deki rolü kafaları karıştırır, yolsuzluk iddalarına kesin ve tatminkar bir çözüm bulunamaz ise ilişkilerdeki ilerlemenin ivme kaybetme riski bile konuşulmaya başlanabilir.
Japonya -Rusya ilişkilerinin önündeki engellerden biri de yolsuzluktur
Japonya’nın yeni savunma anlayışında Rusya’nın da bir rolü olacak. Bilindiği gibi Japonya ile Rusya arasındaki adalar sorunu yüzünden İkinci Dünya Savaşı’nı kağıt üzerinde de bitiren bir barış anlaşması hala imzalanmış değil. Komşu iki ülke arasında fiili bir savaş durumu yok ama ilişkiler “barış” değil “ateşken” şemsiyesi altında yürütülüyor.
Enerji ve ekonomi alanında Çin’e alternatif olacak Rusya ile önemli adımların atılacağının işaretini Abe başbakan olmadan önce vermişti. Yakınlarda barış anlaşması da dahil olmak üzere yeni gelişmeler olacaktır. Rusya başkanı Putin Abe’nin daveti üzerine Japonya’yı ziyaret edecek. Bu konuda dün çıkan bir haber için buraya tıklayın(ingilizce).
Japonya-Rusya yakınlaşmasının Türkiye açısından önemli bir yanı var. Komşusu olması, zengin doğal kaynakları, ve orta asya ile orta doğu da dahil olmak üzere geniş bir coğrafyada nüfuz sahibi olan Rusya aslında Japonya’nın “doğal müttefiki”. Yani Türkiye’nin son bir yıldır Japonya ile geliştirmeye çalıştığı ekonomik ve siyasi derinliği etkisiz kılabilir. Rusya ile barış anlaşması imazalayan ve ilişkilerini geliştiren bir Japonya için Türkiye cazibesini kaybedebilir.
Büyük bir Japon şirketinin Türkiye’nin de içinde olduğu bölgedeki işlerine bakan yetkilisi, kısa ve orta vadede Japonya -Rusya ilişkilerinin hızla gelişmesi önündeki engelleri Rusya demokrasisinin zayıf olması, tek adam tarafından yönetilmesi, ve yolsuzluk karnesinin kötü olması diye saymıştı.
Gerçekten de yakın zamana kadar Türkiye’nin rüşvet karnesi Rusya’ya nazaran çok daha iyiydi. Mesela Transparency International tarafından her yıl yayınlanan “Corruption Perceptions Index”de 2013 yılında Türkiye 177 ülke arasında 53’üncü iken Rusya ise 127’inci sıradaydı. Aynı endeksde Çin ve Yunanistan’ın 80’inci, Suudi Arabistan’ın 171’inci, Iran 144’üncü, Mısır’ın 114’üncü ve orta avrupa ülkelerinin Türkiye’nin de altında 55-70 seviyelerinde olduğunu düşünürsek yolsuzluk ve rüşvet konusunda çok hassas Japonya’nın Türkiye’yi tercih ettmesi doğaldır.
Bu konuyu zaten bire bir konuştuğunuz zamanlar size direkt olarak söylüyorlar. Japonya geçmişte rüşvetten ve yolsuzluktan çok çekti. Son bir aydır ortaya çıkan iddiaların Türkiye’nin göreceli temiz imajını zedeleyeceğini ve yolsuzluk sıralamasında bizi gerilere iterek küme düşüreceğini beklemeliyiz. Bu nedenle yolsuzluğun ve rüşvetin, üzerine gidilmesi, suçluların adil ve tatminkar bir şekilde cezalandırılmaları gereklidir.
Çin’le çekişiyorlar ama her taraf Çinli turist kaynıyor
Geçen gün bir tanıdığım Sapporo’dan telefon etti. Kayağa gitmiş. Kar çok güzel ve kuru. Kaymak, snow boarding yapmak için mükemmel bir ortam (powder snow) olduğunu söyledikten sonra tesislerdeki ziyaretçilerin %20sinin Japon olduğunu, kalanın Çinli ağırlıklı yabancı turist olduğunu ekledi.
Ben de Yasukuni Tapınağına gittiğimde çevremde bir çok Çinli turist görüp şaşırmıştım. Hükümetler söz düellosu yapsa da halkların yakın olduğunu bilmek güzel.