2020 Olimpiyat yarışında İstanbul ve Tokyo’ya şok
* Güncelleme (23 Ağustos) Yazının genel akışında düzenleme yapıldı, son paragraf eklendi
Japonya Bülteni’ne üye olmak için burayı tıklayın
2020 yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapmak için üç metropol yarışıyor. Bunlar, İspanya’nın başkenti Madrid, doğduğum ve hayatı tanıdığım şehir İstanbul, ve 20 yıla yakın bir süreden beri ikamet ediyor olduğum Tokyo. Kazananın ilan edilmesine iki buçuk haftadan az süre kaldı.
Kimin şanslı görüldüğünü piyasadaki somut verilere bakarak anlayabiliyoruz. “2020 olimpiyatları hangi şehirde yapılacaktır”ın bahis oranları Londra’lı iddia şirketleri verilerinde var. Bahisçiler arasında İstanbul’un kazanma olasılığı %30-35’lerden %23’e kadar geriledi. Adaylardan Tokyo açık farkla yarışı önde götürüyor.
Son beş ayda bu konuda Japonya Bülteni’ne dört yazı koydum. Kağıt üzerinde her zaman favori Tokyo idi, ama ilk başta İstanbul’un şansı yüksekti. Şöyle ki Japonlar bile özel sohbetlerimizde İstanbul’un kazanacağını düşündüklerini fısıldıyorlardı. Sonra devran döndü, İstanbul’un 2020 yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapma olasılığı gerilemeye başladı. Gene de İstanbul 2020 organizatörleri şehrin şansını yitirmekte olduğu konusunda bir işaret vermediler.
Ancak bu durum değişişiyor gibi. Yetkililer iki gün önce ilk kez İstanbul’dan ümit kestiklerini ima eden bir demeç verdiler. Sonuçlar açıklanmadan yenilgiyi tarif etmek zaaf belirtisidir. Bu nedenle ben bu sözleri şöyle yorumladım: Hükümet İstanbul’un elenme olasılığını artık yeterince yüksek görüyor olmalı ki olumusuz çıkabilecek sonuca suçlu aramaya başladı. Eğer bu gözlemim gerçeklere yakın ise İstanbul 2020 kampanyası için negatif bir şoktur bence.
Fukuşima’daki sızıntı “Üçüncü Seviye” nükleer kaza kategorisinde
Öte yandan favori Japonya’nın da bazı sıkıntıları var. Ben bu satırları yazarken Japonya’dan şok bir haber geldi. Tokyo Elektrik İdaresi’nin (TEPCO) temizleme ve söküm çalışmalarını sürdürdüğü Fukushima Nükleer Enerji Santralindeki 1 numaralı reaktörden sızan radyasyonlu suyun 300 ton olduğu ortaya çıktı. Bu durumda TEPCO’nun kamuoyundan gizlediği kazanın büyüklüğü Uluslararası Nükleer Olay Skalasına (INES) göre Üçüncü Seviye” oluyor.
31 Temmuz’da yazdığım blog yazısında bölgede bir süredir sızıntı şüphesi olduğundan bahsetmiş TEPCO’nun yeterli bilgi vermediğini belirtmiştim. Belki de durumu kontrol altına alabilmiş değildi. Depremin üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçti ve yeni nükleer kazalar oluyor Fukushima’da. Bu durum Tokyo’nun olimpiyatlara ev sahipliği etme olasılığını etkileyebilir.
Japonya’nın Tokyo’yu da içine alan bölgesinde önümüzdeki 7 yılda büyük bir deprem daha olabilir ve yeni bir nükleer facia, kirlenme yaşanabilir. Böyle bir risk gerçekleşmese bile Fukushima’daki nükleer kaza hala kontrol altına alınabilmiş değil.
Japonlar olimpiyatları istemiyorlar mı?
Japonya’nın ev sahipliğini tehlikeye sokan bir başka şey ise olimpiyatlara olan halk desteği.
Tokyo, 2016 olimpiyatlarına da aday olmuş ama ev sahipliği yapma ayrıcalığını halkın ve resmi organların yeterli destek vermemesi nedeni ile kaybetmişti. Bu nedenle Japonlar olimpiyatlara hem siyasi, hem idari, hem de halk desteğinin giderek artığı mesajını vermeye gayret ediyorlar. Otobüslerde, metrolarda Tokyo 2020 çıkartmaları var, sokalarda flamalar, afişler, panolar, pankartlar asılı. Neredeyse tüm resmi görevliler Tokyo 2020 rozeti taşıyor, şirketler elemanlarını bu rozetleri takmaları konusunda teşvik ediyor. Kısacası Tokyo’ya gelen bir yabancı bu şehrin 2020 olimpiyatlarına ev sahipliği için aday olduğunu hissediyor, görüyor.
Ama gene de anketlerde destek istenen düzeyde çıkmıyor. Mesela Japon Nikkei Gazetesi hangi şehrin olimpiyatlara ev sahipliği yapacağı konusunda düzenlediği bir araştırmanın sonuçlarını 14 Ağustos’da açıkladı. Bu ankete katılan 4087 kişinin %66’ı Tokyo’nun adaylığını destekliyor ve yarışı önde bitireceğini bekliyor. Kalan %33.8 ise olimpiyatlara Tokyo’nun ev sahipliği etmesini istemiyor.
Uluslararası Olimpiyat Komite’si Mayıs ayında üç aday kent hakkındaki ilk değerleme raporunu yayınlamıştı. O raporda IOC tarafından yapılmış bir anketin sonuçları da yer almıştı. Buna göre Japonların sadece %47’si Tokyo’nun adaylığını desteklerken halkın %23’ü olimpiyatların Tokyo’da düzenlenmesine karşıydı. Bu oranlar İstanbul için ise şöyledi: Adaylığını destekleyenler %73, karşı olanlar ise sadece %3.
Yani Japonya’da olimpiyatlara karşi ciddi bir muhalefet var gibi gözüküyor. Bu muhalefetin ardında yatan gerekçelerin başında olimpiyatlar için yapılacak yatırımların boşa gideceği, bu paranın 11 Mart 2011 depreminin yaptığı tahribatı onarmak, felaketin yaralarını sarmak için kullanılması gerektiği geliyor. Ayrıca bu tip organizasyonların gelişmekte olan ülkelerde yapılmasını düşünenler de var. Ankete cevap verenlerden birisi “Dünyanın selameti için olimpiyatlar Türkiye’de yapılmalı” demiş.
Gezi İstanbul’un şansını azalttı mı?
Gezi Parkı gösterilerinin İstanbul’un olimpiyat şansını düşürmediğini düşünmek saflık olur. Ancak bunun nedeni göstericiler veya onların yaptığı iddia edilen şikayetler değildir.
Yukarıda detaylarını verdiğim IOC anketine göre İstanbul’da olimpiyat yapıllmasına karşı olanlar bu yılın Mayıs ayı itibarı ile sadece %3 idi. Bu oran Tokyo’da %23, Madrid’de %16 olarak gerçekleşmişti. İstanbul 2020’ye güçlü bir halk desteği var.
Gezi olaylarında hükümetin gösterdiği tutuma misilleme yapmak amacı ile, sırf iktidardaki siyasi gücün canını yakmak için İstanbul ve Türkiye aleyhine haksız propoganda başlatanlar olabilir. Ancak böyle bir girişimin halk arasında olimpiyat desteğini düşüreceğini, “olimpiyat istemiyoruz” diyen gurubun oranını Tokyo veya Madrid’deki muhalefet yüzdelerine yakınlaştıracağını, veya varsa şikayetlerin IOC nezninde ciddiye alınacağını sanmıyorum.
Protestoların iki önemli etkisi oldu. Birincisi, sorumluların dikkatini ve enerjilerini dağıtmasıydı. Gezi olayları öncesi hükümet ve iş çevreleri tarafından verilen destek gözle görülür derecede yüksekti ve güncel tutuluyordu. Öyle ki sayın Başbakanımız Türkiye’yi ziyaret eden Japonya Başbakanına olimpiyat yarışından çekilmesini bile teklif etmişti.
Gezi’den sonra ise hükümet ve iktidar partisinin enerjisi bölündü, Gezi’yi zayıflatmaya ayrıldı. Mesela, 3 Temmuz’da yapılan 2020 olimpiyatları için son ve en önemli tanıtım toplantısına Japon Başbakanı Abe katıldı ve hükümetin en tepesinden destek verdi. Sayın Erdoğan ise bu toplantıya katılmadı.
Gezi protestolarının ikinci etkisi ise yapılan müdahelerin boyutlarının kısa vadede Türkiye’nin algılanan politik riskinine negatif bir etki yapmış olma olasılığıdır. Istanbul 2020, çok büyük altyapı yatırımlarını önümüzdeki yedi sene içinde bitireceğini tahaddüt ediyor. Siyasi istikrar bu nedenle önemli. Politik ve eknomik bir kriz algısı tam da kararın verileceği bu zamanda İstanbul için olumlu olmayacaktır.
İşin ironik yanı Istanbul’un olimpiyatlara ev sahipliği yapmasına bu denli yakınlaşmasının arkasında da AK Parti iktidarının son 10 yılda sağladığı politik istikrar ve yatırım hamleleri vardı. Japonya ise so 10 yıldır siyasi ve ekonomik istikrarsızlık yaşıyordu ama tam da şu aylarda hem siyasi hem de iktisadi alanlarda geleceğe yönelik beklentiler olumluya dönmüş durumda.
İstanbul’da 2020’nin izini sürmek
Son üç ayda dört kere Istanbul’a geldim. Mayıs başında şehirdeki 2020 heyecanını her köşede hissedebiliyordum. Bugün döndügüm son seyahatimde ise İstanbul’dan 2020 izlerinin neredeyse tamamen silinmekte olduğunu gördüm.
Haliç köprüsü üzerinde dev bir Istanbul 2020 panosu vardı. IOC’ye 3 Temmuz’da yapılan sunumdaki tanıtım filmimizde de gözüken bu pano sembolikti. O bile yok olmuş, yerine son katılım tarihi 15 Kasım 2013 olan 1. İstanbul Temalı Fotoğraf Yarışması’nin panosu konmuş.
Sponsorları havlu mu attı acaba? Bari soncun açıklanacağı günü bekleseydiniz. Topu topu 3 haftadan az bir süre kaldı.
Şehrin en turistik bölgelerinde bile tek bir simgeye rastlayamadım. Metrobüslerde göremedim. Tramvaylarda ise temizlik, yemek takımı, elbise, saat, shopping, cep telefonu reklamlarının yanı sıra sadece bir tanesine olimpiyatlar için de reklam konmuş.
Belki de ben gözden kaçırdım ama Tokyo ile karşılaştırıldığında İstanbul bu hususda çok geride. Mesela Japonlar olimpiyat kararının verileceği günü hedefleyerek şehrin pek çok noktasında geriye sayım saatleri veya panolar koymuşlar. “Zafer” gününe ne kadar kaldığını gösteriyorlar.

Tokyo’da pek çok yerde geri sayım panoları var (Foto Nikkei Gazetesi web sitesinden izinsiz alınmıştır)
İstanbul’da hiç bir yerde böyle bir uygulama yok. Bir tek Facebook’daki Istanbul 2020 sayfası geri sayım yapıyor.
İstanbul son dakikaya kadar umudunu kaybetmemeli
Japonlar için artık sonuçlar belli, malumun ilanı için iki hafta daha beklemek gerek sadece. Tokyo 2020’nin ekonomik etkisi hisse senedi fiyatlarına yansıtıldı, sayfalar dolusu raporlar yazıldı hangi sektör ne kadar kazanacak, eknomiye etkileri ne olacak analiz edildi.
Gene de İstanbul, 2020 için umudunu kaybetmemeli. Beklentilerini düşük tutsa da olumlu tavrını sürdürmeli. Siyasi, idari, ve halk desteğini sürdürerek olimpiyatları yapmaya kendini layık gördüğü mesajını vermeye devam etmeli.
Hangi şehir kazanır sorusunun cevabı IOC raporunda ve geçmiş kararların veriliş şeklinde gizli. Dikkatli okunursa en şanslı şehrin kim olduğu anlaşılabilir.
Yorumlar