Tokyo yükseliyor, İstanbul düşüşte
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) 2020 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak şehri 44 gün sonra açıklayacak. İstanbul aday. Rakipleri Tokyo ve Madrid.
Tokyo’nun kazanacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.
Üç ay önce İstanbul bu yarışta ciddi bir aktör gibiydi. İddialı bir plan iyi bir organizasyon ile birleştirilmişti. Kampanyanın arkasında hem siyasi hem de halk desteği vardı. IOC heyeti şehrimizi ziyaret etmiş, İstanbul bu sınavdan parlayarak çıkmıştı. Öyle ki, yarışı önde götürmesine rağmen sinirleri bozulan Tokyo Valisi kendini tutamamış Türkleri (ve Müslümanları) aşağılayan sözler söylemişti. Daha sonra özür diledi ama IOC tarafından da kınandı.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Tokyo IOC tarafından uyarıldıktan sonra yazdığım yazı için burayı tıklayın
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
Nisan sonu-Mayıs başı Türkiye’deydim. Havada buram buram “zafer” beklentisi vardı. şahsen konuştuğum pek çok Japon kağıt üzerinde favori Tokyo gözükse de İstanbul’un 2020 Olimpiyatlarını alacağını fısıldıyorlardı.
Ancak bir buçuk ayda herşey değişti. Tokyo’nun ve Madrid’in şansları arttı, İstanbul’un ki ise azaldı, hatta mucizeye kaldı bile denebilir. Japon’lar açıkca söylemiyorlar ama Tokyo’nun kazanacağına neredeyse kesin gözüyle bakıyorlar gibi.
Bahislerde Tokyo farkı açtı, piyasalar 2020’yi iskonto ediyor
Londra’da her şeyin olduğu gibi 2020 Olimpiyatlarına ev sahipliği edecek olan şehrin de bir iddia piyasası var. Mart ve Nisan aylarında bahisçiler İstanbul’a %35-37 arası şans tanıyorlardı. Tokyo %65 civarıydı.
Bugün ise İstanbul’un kazanma olasılığı %25-27’ye kadar gerilemiş durumda.
İstatistiki olarak hala olasilik var gibi gözükse de aday şehirlerin sunumları artık bitti. Sonuçların açıklanmasına bu kadar yaklaşmışken farkın açılması Tokyo’nun kazanmasına kesin gözle bakıldığını gösterir.
Yatırımcılar Eylül ayında Tokyo’nun seçildiği açıklanırsa kazandıracağı beklenen hisse senetlerini önceden alarak spekülasyon yapıyorlar. Bu nedenle Mizuno, Taisei İnşaat, Taiheiyo Çimento, Mitsui Fudosan, Himaraya ve daha bir dizi benzer şirketin hisseleri genel piyasa ortalamalarının üzerinde seyrediyor.
Hemen bir parantez açıyorum. Yarışı İstanbul’un kazanması durumunda kazançlı çıkacak şirketlerin başında Türk Hava Yolları gelir beklentisi var. THY hisseleri Haziran’ın ortasından beri coşmuş durumda. Pegasus da öyle.
Kimbilir belki de bir “hedge” olarak THY hisseleri alınıyordur. Ne dersiniz?
İstanbul’daki düşüş ilgisizlikten mi, yoksa “Gezi”mi?
Olimpiyat yarışı 7 Ocak’da başladı. Değerleme jürisi 23-27 Mart tarihlerinde İstanbul’u ziyaret etti ve olumlu izlenimlerle ayrıldı. Bu noktadan sonra Istanbul yükselişe geçmişti.
Aday şehirler önce 26-31 Mayıs tarihlerinde Rusya’nın St. Petesburg şehrinde düzenlenen SportAccord Convention 2013’de, daha sonra da 14-16 Haziran tarihlerinde Lozan’da Association of National Olympic Committees (ANOC)’e sunumlar yaptlar.
25 Haziran’da IOC aday değerleme raporunu açıkladı. Daha sonra Istanbul, Tokyo ve Madrid delegasyonları 3 ve 4 Temmuz’da son teknik sunumlarını yaptılar.
Tokyo 2020 tanıtım filmini 10 Mayıs’da izlemiştim. Baştan sona her yanı ile olimpiyatları, sporu, ve kardeşliği tema almış bir çalışmaydı. Bir hayli etkilenmiştim.
İstanbul 2020 komitesinin çok daha başarılı bir klip ortaya çıkaracağından emindim. Belki elimizde Japonlar kadar çok olimpiyat başarısı, fotoğraf veya video içeriği yoktu ama İstanbul’un büyüsünün yansıtıldığı bir çalışmanın sporda ve teknolojide Japonya’nın gerisinde olduğumuz gerçeğini unutturacağını, izleyicilere Istanbul’un ve Türkiye’nin potansiyelini göstereceğini umuyordum.
Hayal kırıklığına uğradım. İstanbul 2020 promosyon videosu tanıtım olarak güzel, ama turistik bir çalışma. Olimpiyatlarla veya sporla ilgisi yok. Filmde sporun kitlelere mal olduğunu gösteren tek bir enstantane bile bulunmuyor. Sanki hiç uluslararası müsabaka organize etmiyoruz.
Tanıtım filmini gördükten sonra insanın “Olimpiyatları Tokyo’da seyredelim, çay içip simit yemeğe İstanbul’a gideriz” diyesi geliyor.
Bunlar benim görüşlerim tabii. İzleyin siz karar verin
Filmin ortasında (38’inci saniye) siyah takım elbiseli, kravatlı, elinde bond çanta ile yayvan yayvan sırıtarak yürüyen işadamı kılıklı bir arkadaş var. Ne alaka anlamadım. Istanbul finans ve turizm merkezidir mi demeye çalıştık, yoksa tüm dünya sporcuları gelsin kardeşlik içinde binlerce yıl boyuca sporun, bilimin, medeniyetin kalbi olmuş bir mekanda yarışsın mesajını vermeye mi ?
Gezi Parkı eylemlerinin İstanbul’un şansını azaltmadığını düşünmek biraz saflık olur. Gösteriler, veya göstericilerden daha ziyade, eylemlere müdahele ediliş biçimi ve bu müdahele esnasında ortaya çıkan travmatik fotograf ve videoların “birliktelik ve hoşgörü” imajını zedelediğini düşünüyorum.
Ancak kanımca Türkiye olimpiyatlara olan ilgisini kaybetti. Temmuz başında İstanbul’a gittim. Nisan-Mayıs ile karşılaştırıldığında hiç kimsenin olimpiyatlara ilgisi yok gibi. Spor konuşulmuyor bile. Istanbul 2020 komitesinin düzenlediği faaliyetler var ama halk bunları içselleştirmemiş. Spor Istanbul’un günlük yaşamında değil. Belki yaz tatilinden, belki Ramazan olmasından dolayı. Kimbilir belki de memlekette siyaset ve Gezi Parkı yorgunluğu var.
Oysa bu süre içinde Tokyo, olimpiyatlara olan halk desteğini daha da artırdı. Artık şehrin her yerinde, her noktasında, otobüslerinde, taksilerinde, hatta sıradan insanların yakalarındaki rozetlerde bile “Tokyo 2020” logosu var.
Ayrıca Tokyo’da insanlar her gün her yerde koşuyorlar, yürüyorlar, sürekli bir spor aktivitesi göze çarpıyor.

Bir tur otobüsü. Tokyo 2020 logosu özenle yerleştirilmiş
Tokyo halkı aday şehir olduklarının bilinci içinde olimpiyatları sahiplenmiş. Istanbul’luların ise sanki umurunda değil. Bugün havaalanına inen birisinin, tek tük bir kaç afiş olmasa şehrin aday olduğunu bilemeden İstanbul’dan ayrılması mümkün.
Bir de olimpiyatların İstanbul’da yapılmamasını savunanlar var. Bence yapılmalı. Bu tür organizasyonlar, organizatör ülkenin altyapısına ciddi kazanımlar sağlarlar. Bir Tokyo’nun veya bir Madrid’in yatırımlara ihtiyacı yok. Ama büyüme hızından ve potansiyelinden bir şey kaybetmeyen ve on yıllar boyunca da kaybetmeyecek olan şehr-i İstanbul’un altyapı yatırımlarını finanse edecek dev bir organizasyona ihtiyacı var.
Çıkmayan candan umut kesilmez derlermiş. Belki Eylül’e kadar olan şu 40+ gün içinde aniden İstanbul’dan spor ağırlıklı, halkın olimpiyatlara aday bir şehrin bireylerini olduğunu ima eden yayınları görmeye başlarız. Ne güzel olur.

Tokyo’da her köşede küçük de olsa bir yeşil alan var. Buralarda sabah, öğle, akşam koşan yürüyen insanlar dinleniyor.
Yorumlar