Japon besinleri sağlıklı ve uzun yaşamın reçetesi
Herkes uzun, sıhhatli ve iyi bir ömür sürmek ister.
Çok yaşamanın sırrı sağlıklı beslenmede. Dr. Mehmet Öz bu amaca ulaşmak için kilit 8 gıdayı yazdı.
Listedeki üç besin -Tofu, tatlı patates, ve alabalık- geleneksel Japon mutfağından.
Tofu neredeyse günlük yeniyor. Tatlı patates özellikle Okinawa’da tüketiliyor. Alabalık ve diğer balıklar Japon menülerinin değişmez elemanı.
Japonlar en uzun yaşayan millet
Japon Sağlık Bakanlığı’nın 2011 yılı verilerine göre Japonya’da doğan bir kadın ortalama 85.9 yıl yaşıyor. Erkekler ise 79.4 yıl.
Fransa ikinci gözüküyor. Kadınları 84.8 yıl hayatta kalıyorlar, erkekleri ise 78.2 yıl.
Gerçi aradaki fark kapanıyor. Hong Kong’da kadınların ortalama 86.7 yıl yaşadığı belgelenmiş. Erkeklerde Japonya zaten 8inci durumda.
Türkiye İstatisktik Kurumu’nun (TÜİK) 28 Ocakta açıkladığı verilere göre ülkemizde doğuşta beklenen yaşam süresi 74.6 yıl, 186 ülke arasında 75inci sıradayız.
2050 yılında beklenen yaşam süremiz 78.5 yıla çıkacak ama sıralamada 99unculuğa düşeceğiz.
Sağlıklı beslenmenin rolü büyük, bilinçli olun
Her gün hamburger ve patates yiyerek 90 yaşına gelmiş birini gördünüz mü?
Uzun yaşamanın sırrı sağlıklı beslenmede. Düşük kollestrollü, deniz ürünleri ağırlıklı Japon mutfağında sağlığa yararlı pek çok seçenek var.
Forbes dergisi 2010 yılında yayınladığı bir makalede, ünlü fitness ve sağlıklı beslenme uzmanı Harley Pasternak‘ın Japon mutfağını dünyanın en sağlıklı mutfağı bulduğunu yazmıştı. İkinci Singapur, üçüncü Çin.
Pasternak’ın en iyiler listesindeki yemeklerin ortak özelliği Omega-3 asit içeren balık ağırlıklı olmaları, kolestrol azaltıcı etkisi bulunan sebze ve antidoksanlı meyveleri bolca tüketmeleri.
Sıralamada Fransa mutfağı 4üncü, İtalya mutfağı 7inci, İspanya mutfağı 8inci, İsrail mutfağı 9uncu, Yunan mutfağı 10uncu.
Türk mutfağı ise yok. Oysa biz de Akdeniz mutfağının bir parçasıyız.
Seçim yapılırken obezite oranları göz önüne alınmış. Türk yemeklerinin listeye girememesinin ardında ülkemizde artmaya başlayan obezite problemi olabilir.
Geleneksel Japon mutfağında sağlıklı ve doğal besinler bolca
8 kilit gıda içinde sayılan tofu, tatlı patates, ve alabalık geleneksel olarak Japonya’da sıkça tüketilen besinler.
Balık Japon yemek kültürünün önemli bir parçası. Suşi, Saşimi uluslararası üne sahip Japon yemekleri.
Su ürünleri Japonya’da büyük bir endüstri. Tokyo’ya gelen turistler dünyaca meşhur Tsukiji Balık Halini görebilmek için sabahın 4ünde kalkmayı göze alıyorlar.
Ama Dr. Öz’ün listesine dahil etmediği, sağlık açısında pek çok yararı olan bir dizi Japon gıdası daha var.
Mesela “Natto”. Mayalanmış soya fasulyesi. Protein ve K vitamini deposu. Amino asit zengini.
Porsiyonu günlük protein ihtiyacımızın %62sini sağlıyor (www.nutritiondata.self.com).
Süper bir besin. Fiyatı ucuz. İki kusuru var. Kokusu ve görüntüsü. Kokusunu soya sosu katarak çözebilirsiniz. Hatta çiğ yumurta ile çırpılırsa tadına doyum olmaz.
Görüntüsüne alışmak gerek.
Bir kere nattoyu seven kolay kolay bırakamaz.
Kurutulmuş deniz yosununu unutmayın. Mineral zengini, sıfır kalorili bir besin. Haşlanmış pilav ile çok iyi gidiyor.
Bir kaç kez yosun toplayıcıları görmüştüm. Bayağı denize girip birer birer çıkarıyorlar. Şimdi mevsimiymiş.
Wasabiyi de unutmayalım Şu yeşil renkli Japon hardalı. Suşi ve saşimi ile beraber yenen. Fazla kaçırıldığında ateş yutmuşa çeviren wasabi.
Tam bir C vitamini deposu. Aynı zamanda bol miktarda magnezyum ve potasyum da var.
Koy çorbaya, hem tat katsın hem de günlük minerallerini sağlasın.
Çorba deyince Miso. Bu mucize yemek de K vitamini deposu, protein zengini. Aynı zamanda B6 da bolca var.
Misonun dezavantajı fazla sodyum barındırması. Tüketirken dikkat etmek gerek.
Şiitake mantarları. Bakır ve selenyum deposu.
Diğer sağlıklı Japon gıdalarının listesi aşağıda:
Umeboshi
Genmai pirinç
Hobu
Yuzu
Shiyokaji
Gobo
Daikon orate
Sadece beslenme değil, aynı zamanda bol spor yapın
Atasözümüzdür: İşleyen demir ışıldar. Vücudu sporla işletmek, pasını almak gerek.
Japonların uzun yaşamalarının bir başka sebebi de ulusça spora meraklı olmaları. Parklarda, caddelerde, sokak aralarında mutlaka koşan, joggin yapan birileri var.
Sabah jimnastiği de kültürün bir parçası. Pek çok Japon fabrikasında işçiler sabah mesaiye veya vardiyaya başlamadan topluca jimnastik yaparlar.
Ama sadece şirketlerde değil, sabahları biraz hareket etmek özellikle savaş sonrası nesil için yemek içmek gibi bir alışkanlık olmuş. Her gün saat 6:30’da soluğu parklarda bahçelerde alıp radyo eşliğinde jimnastik yapıyorlar.
Aşağıdaki video-klibini izleyin. 20 Ağustos 2012, sabah 06:40 civarı çekildi. Günün o erken saatinde park tıklım tıklım, genç, yaşlı, çoluk-çocuk, bir sürü insan sabah sporuna gelmiş. Klibin sonundaki şarkının sözlerine dikkat edin.
Madalyonun öbür yüzü de var
Geleneksel Japon mutfağı sağlıklı. Japonlar bol spor yapıyor, kilolarına da dikkat ediyorlar. Abur cubur yemiyorlar. Obez Japon pek yok.
Ancak son zamanlarda Japon beslenme alışkanlıkları da bozuldu. Bu konu televizyon ve yazılı basında gündeme geldi.
Sağlık bakanlığının açıkladığı istatisiklerde de ortalama yaşam beklentisinin düştüğü görülüyor.
Sebebi de et ve ABD mutfağı ağırlıklı besinler. Ayrıca, Japon “fast food”. Sade, düşük kolestrol ve düşük kalorili Japon yemeklerinin yerini, bol albenili, yüksek kalorili ve içinde her türlü zararlı besinleri içeren bir gıda kültürü alıyor.
Bu konu daha önce Semin Sunkar tarafından işlendi, bu blogda da paylaşıldı. Buraya tıklayın ve okuyun.
Not: Japonya Bülteninde yenilikleri kaçırmayın. Üye olun, her yeni yazı otomatik olarak posta kutunuza gelsin
Reblogged this on …S.a.S… and commented:
İşin sırrı, özünü kaybetmemiş “Geleneksel Japon Mutfağı”‘nda. Günümüz Japon Mutfağı’nda durum hiç parlak değil. Ama doğruları paylaşmak gerek. Erol Emed ve yazıları ile paslaşmalar devam ediyor.