Japonya Bülteni diyor ki– 7 Mart Şubat 2013

Japonya ve Türkiye arasında savunma sanayiinde işbirliğini derinleştirme konusunda yeni adımlar atılıyor. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz Japon Savunma Bakanı Onoderı’yı 5 Mart günü resmi olarak ziyaret etti. İşbirliğinin geliştirilmesi konusunda görüş birliğine varılmış.
.
Olumlu bir gelişme. Eminim Sayın Bakan, Japon Savunma Bakanından Türkiye’yi “askeri açıdan sakıncalı” ülke kapsamından çıkarması için çaba göstermesini istemiştir. Zira halen Japon Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (METI) bir dizini ürünün Japonya’dan Türkiye’ye ihracını, teknoloji transferini veya Türkiye’de üretimini yasaklıyor. METI’nin Kasumigaseki’daki binasının 14.Katında çok detaylı listeyi isteyen gidip görebilir. Bu durumdan Japon şirketleri de şikayetçi çünkü Türkiye’de yatırım yapamıyorlar, mal satamıyorlar. Askeri amaçla kullanılması hayal edilebilecek ürünlerin Japonya’dan gelmesi, teknoloji transferi yapılması yasak. “Gri bir ülkeyiz”.
.
Türkiye bu gülünç duruma bir son vermek için harekete geçmeli lobi faaliyetlerini artırmalı, ama her şeyden önce Japon mentalitesini anlamalı. METI bürokratları da taş devrinden kalma bu yasağı artık değiştirmeliler.

Japonya Bülteni diyor ki– 6 Şubat 2013

Japon şirketleri doviz piyasalarındaki olumlu havayı iyi değerlendirmeli, karlılıklarındaki yükseliş ve artan yatırımcı ilgisini iyi kullanarak yeniden yapılanma faaliyetlerini global bazda sürdürmeye devam etmelidirler. Yen bu hızda ilelebet değer kaybetmez. Dolar karşısında ilk etapta 100, sonra da belki 110 seviyelerini görür ama 120, hele hele 130 düzeyine gelmez. Şirketler üretim ve dağıtım merkezlerini büyümeyi hedeflendikleri piyasalar etrafında tasarlamalı, kur riskini asgari düzeye indirecek sürdürülebilir büyüme stratejilerine ağırlık vermeye devam etmelidirler. Gittikçe yaşlanan Japon toplumunun ileriki yıllarda daha da artacak olan ihtiyaçlarını karşılayacak yatırım ve sanayii yapısı ancak global bazda kurulabilir. Aksi takdirde piyasaların ve ekonominin tek motoru döviz kurları olmaya devam eder ki bu hem ekonomideki riskleri artırır hem de Japon şirketlerinin değerlemesini olumsuz etkiler.

Japonya Bülteni diyor ki– 4 Şubat 2013

Japonya, hava kirliliği konusunda Çin’e kızacağına yardım elini uzatmalı. Çin’in Pekin, Şanghai gibi metropollerindeki hava kirliliği afet düzeyine çıktı. Ülke işyerlerini tatil ediyor, vatandaşlarını dışarı çıkmamaları için uyarıyor. Pekin sokaklarında insanlar gaz maskesi ile dolaşıyor, Tayvan’dan ithal edilen içine temiz hava basılmış kola kutularını “içiyorlar”. Kalitesiz kömür, filtresiz baca, kötü yakıt, egzos karışımının yol açtığı is denizi aşıp Japonya’ya da ulaştı. Televizyonlar, Çin’den gelen kirliliği süzebilecek çapta maske takılmasını tavsiye ediyorlar. Bu durum 1940’larda İngiltere’de, 1960’larda da Japonya’da yaşanmıştı. Türkiye de sanayileşmenin yarattığı hava kirliliğinden 1970 ve 80li yıllarda nasibini aldı. Dışarı çıkamadığımız, gözün gözü görmediği kışlar yaşadık. Japonya, havasını kirlettiği için Çin’e kızıyor. Japonya Bülteni diyor ki: Kızacağına yardım et, kendi başına da gelen bu sorunu nasıl aşabilecekleri konusunda yol göster. Kontrolsüz sanayileşmenin ucu herkese dokunuyor.

Japonya Bülteni diyor ki– 3 Şubat 2013

Japonya savunma konspetini yeniden masaya yatırmaya hazırlanıyor. İkinci dünya savaşı sonrası ilk  köklü revizyon olacak. Anayasa değişikliği de gündemde. Yükselen ve gittikçe askeri bir tehdit olmaya başlayan Çin, Kuzey Kore gibi bölgesel rakiplerin ve düşmanların  yanısıra, dış ülkelerdeki Japon çıkarlarını koruyacak politikalar geliştirecek ABD tipi bir MGK de gündemde. Türkiye için bir fırsattır bu. Son Cezayir olayları Japonların uluslararası güvenlik alanında hala tecrübesiz ve yetersiz olduğunu ortaya koydu. Kendine Şanghai Beşlisi gibi alternatifler arayan Türkiye, ekonomik alanda ilişkilerini geliştirmeye çalıştığı Japonya’nın Orta Doğu ve Afrika’daki güvenlik politikalarına lojistik ve uzman desteği sağlayabilir, işbirliğine gidebilir. Japonya hala Türkiye’nin İran’dan kurtardığı vatandaşlarını hatırlıyor.  Japonya ile ikili güvenlik ilişkilerini geliştirmek yolunda adımlar atılmalıdır. Bu yolla, işbirliği söylemleri lafta kalmaz, ve tek taraflı Japonya’ya bağımlı olunmaktan kurtulunur.

Japonya Bülteni diyor ki– 2 Şubat 2013

Piyasa bozucu eylemler Japonya’da nasıl tanımlanır?

Basın ve araştırma kuruluşlarının bağımsız yayın yapmalarını engellemesinden endişe edilen yeni SPK Kanunu’nun yasakladığı “Piyasa Bozucu Eylemler”, Japonya’da 20 yıldır borsanın temel direğidir. Japonya’nın bir numaralı finans gazetesi Nikkei tarafından yapılmaktadır. Dün sabah bu siteden de yayınladık. Nikkei, Sharp (6753) şirketinin 3üncü çeyrek bilançosunda 2.5 milyar Yen kar açıklayabileceğini yazdı. Bu haber üzerine Sharp hisseleri %4.5’dan açıldı, gün içinde bunun %3ünü verdi sonra seansı %5.8 artarak kapadı. “Haber” çıktığı sırada şirket bilançosunu açıklamamıştı.  Haberin, kaynağı nedir bilinmiyor. Gazete bu tip yazıları bilanço dönemlerinde çok sık yayınlar ama hiçbirinde de kaynak belirtmez. Nikkei bu yüzden de okunur. Şirketlerin ise bilinçli olarak, piyasadaki beklentileri yönetmek ve hisse senedi fiyat dalgalanmalarını kontrol etmek için sonuçları sızdırdığı varsayılıyor. Ama hangi rakkamlar gerçek hangi rakkamlar Nikkei’nin mesnetsiz veya mesnetli tahmini bilinmiyor. Türkiye’de olsa yeni kanun gereği herhalde bu gazetenin kapatılması veya çok büyük parasal cezalara çarptırılması gerekirdi. Oysa Japonya’da sermaye piyasalarının önemli bir ayağı olan IR (Investor Relations) faaliyetlerinin parçası.

Yorum bırakın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s