Üye olmak için burayı tıklayın, yazılar doğrudan posta kutunuza gelsin (bilgileriniz gizli tutulur) Hepimizin çocukluğumuzdan kalma yaraları vardır. Bazıları kişiliğimizi, birey olarak özelliklerimizi şekillendirirken bir kısmı anı olarak kalır. Diğerleri ise zamanın derin köşelerinde unutulur. Fiziki yaralar fiziki acılar verir. Bir yanımızı incitmişizdir. Bir kesik, bir kırık, belki yarık belki de yanıktır. Ruhumuzdaki yaralar ise göze görülmez ama sızıları daha…
Japonya Hakkında; Haber-Yorum-Analiz-Anlatı
From Hatıralar
Otobiyografim, hatıralarımı kaleme aldığım yazılar
Japonya’da sigarayı bırakmak
Tıklayın yazılar posta kutunuza gelsin(üyelik bilgileri gizli tutulur). Günün fotoğrafı kısmında gene bir Japon fotoğrafçının tanıtımı var, Ichiro Fujisato. Yazının sonunda. Japonya’da 2014 yılında 187 milyar adet sigara içildi. Bunun 112 milyar tanesini JT (Japan Tabaco) sattı. Bu yılın ilk 5 ayında içilen sigara sayısı 77,4 milyar adet, JT’nin payı 43,8 milyar tane. Memlekette tahminen 20…
Uyuşturucu ve porno: Japonya’nın kırmızı çizgileri
Tıklayın yazılar posta kutunuza gelsin(üyelik bilgileri gizli tutulur). Günün fotoğrafı yazının sonunda. Bugün Toyota şirketinin üst düzey yöneticisi Julia Hump, kullandığı ilaçlardan birinde Japonya’da yasaklanmış madde bulunduğu için narkotik büro tarafından tutuklandı. Şu anda Toyota CEOsu bir basın toplantısı yaparak açıklamada bulunuyor. Julia Hump’ın bilmeden bu ilacı getirdiğine inandığını, kötü niyeti veya kanunları delme gibi bir amacı olmadığına inandığını söylüyor. Şirket organizasyonu içinde kendisine doğrudan raporlayan (yani yönetimde olan) Hump için “onlar benim çocuklarım gibidir, ve tıpkı çocuğu yaramazlık yapan baba gibi ben de çocuklarımın yaptıkları adına özür diliyorum” dedi. Toyota gibi dünya devi bir şirketin yönetim kuruluda hiç yabancı ve hiç kadın yoktu.…
Omotesando kırmızı-beyaz, Ay Yıldız-Hinomaru*
Tıklayın yazılar posta kutunuza gelsin(üyelik bilgileri gizli tutulur) *Japon bayrağının simgesi olan “güneş” Bugün Mehteran takımı Tokyo’nun Champ Elysee’si olarak bilinen Omotesando’yu Harajuku’ya bağlayan caddede yürüyüş yaptı. Önceden kayıt olunursa korteje katılınabiliyordu. Oğlum Kaan Türk olan herşeye deli gibi tutkun olduğu için yer almak istedi, ben de iki gündür telefonla ulaşmaya çalışıyordum ama nafile. Ya meşgul…
Doğum günün kutlu olsun Osman
Originally posted on Osman Emed:
Osman 27 Ocak 1958’de doğdu. Anneannem ve büyükbabam bu müjdeli olayın hemen ardından şu mektubu yazmışlar. Anneannem ve dedemden gelen tebrik mektubu İzmir, 31.1.1958 Canım Türkanım; Oğlum Oktayım; Çok şükür işte siz de anne ve baba oldunuz, insanlık alemine bu suretle de hizmet ederek vazifenizi yaptınız. Bu insanlar için bir mahzariyettir. İnşallah mürüvetini görür daha çok mes’ut ve bahtiyar olurusunuz. Bizler de altıncı torunumuzu idrak etmekle seviniyoruz. Bu yavruyu hepsinden daha fazla seveceğiz gibi. Ne yazık ki doğumunda bulunamadık. Sağlık olsun da o aslanı da kucağıma alır, öper, okşar, sever; ve elinden tutar gezmelere götürürüm.…
Japonya’da yaşamak her gün bir nehir geçmektir
“Stress bizi mahvediyor” Jonathan King Jonathan’a göre Zen zihni günlük hayatın getirdiği yük ve sorunlardan arındırıyordu. Engellerden kurtarılmış bilinç çetin durumlara, zor sorulara meydan okumayı kolaylaştırır. Yaşamın yükü altında ezilen insan hiçbir şey yapamaz hale geldiğinde kendi yarattığı bir esarete saplanır. Zen zincirlerden kurtuluş yoludur. Bana göre ise nefsin ıslahıdır, Sabahın kör bir vaktinde, ve günün diğer zaman dilimlerinde, belki iki saat belki daha da uzun, ya da kısa bir süre tek bir noktada düşünceyi yoğunlaştırmak; sabır, fedakarlık ve irade ister. Sabır, fedakarlık ve irade nefsi ıslah eder. Namaz gibi. Peki her ıslah edilen nefis kabul görür mü? Sabır, cesaret…
Seks düşkünü bir adam nasıl ehlileşti ve aile babası oldu
Burayı tıklayın Japonya Bülteni dogrudan posta kutunuza gelsin Bir arkadaşım var. Adına Ferdi diyelim. Orhan da olabilirdi, Vikram da. Şimdi evli, iki çocuklu, karısından çekinen mazbut ve örnek bir aile babası. Ayrıca büyük ve meşhur bir şirkette başarılı üst düzey yönetici görevi var. Ama 8 yıl öncesine kadar düzenli işi olmayan, arkadaşlarının evinde kalan, sürekli kadın peşinde…
Bakış açısı-1
Tokyo’daki profesyonel yaşamıma Japon finans sektöründe başladım. Japonya’da genelde işe yeni başlayan genç ve bekar elemanlar çalıştıkları şirketin yurdunda kalırlar. Ben de kendi apartmanıma geçene kadar öyle yaptım. Yurt yaşamı şirket ve ekip kültürünün elemanlara benimsetilmesi için önemli bir araçtır. Ayrıca büyük firmalarda farklı birimlerdeki çalışanların birbirleri ile tanışmasına ve kaynaşmasına olanak sağlıyor. Japonya başbakanı Abe veya Tokyo belediyesi temizlik elemanı farketmez, herkes genç ve tazeyken aynı yoldan geçiyor. Tokyo’da kaldığım ilk tesis, 4 kişinin bir arada yaşadığı odaların çoğunlukta olduğu bir yurttu. Bana tahsis edilen bina aslında başka bir mahalledeydi ama oradaki odam henüz hazır olmadığı için ilk bir-iki…
Osman amca hastalıktan öldü
Oğlumda kıtalar arası yolculuklarda görülen uyku düzensizliği (jet lag) var. Şiddetli değil ama normalde 21:00-22:00 arası olan uyku saati şimdilik 23:00’den sonraya kaymış durumda. Yatınca ben de yanında kitap okuyorum ki uyuyabilsin diye. Yoksa gözü açık tavana bakıyor, oynamak istiyor veya sık sık kalkıyor. Ayrıca nedenini tam olarak anlayamadığı bu durum onu korkutuyor. Saat 23:30’a geliyordu. Okuduğum kitaba dalmıştım. Kaan’da sessiz sessiz uyumaya çalışıyordu. Birden bana döndü. “Onur ve Mert Osman amca’nın çocukları” dedi. “Evet” dedim, “Senin de kuzenlerin. Kardeş gibidir kuzenler çok yakındırlar”. “Kuzenlerim” diye tekrarladı sırtını bana dönerken ama hemen denebilecek kadar kısa bir süre sonra yeniden yüzünü…
Bir Japonya-Türkiye dolunay hikayesi
Dolunayın insanları etkilediğine, değiştirdiğine inanılır. Beni değiştiriyor. Normal zamanlardaki ben ile zıt bir insana çeviriyor. Dinginleşiyor, daha romantik oluyorum. Astrolojide burç yorumlamalarında da önemli bir unsurdur dolunay. Efsanelere sahne olmuştur. Kurt Adam dolunayda geçer. Bazı insanlar bu nedenle tedirgin olurlar dolunay zamanlarında. Türk mitolojisinde de önemli bir yeri var. Bozkurt’un asaleti dolunayda belli olur. Bazılarını ise hülya alemine götürür. Deniz ve mehtap, yani ay ışığı, dolunayda en güzeldir. Romantiktir. Ben dolunayın bu yanını severim. Herkesin dolunay ile ilgili bir hikayesi olduğunu sanıyorum. Deniz kıyısında, dağ başında, belki de şehrin bir köşesinde. Dolunay kendine baktırmayı bilir, kıskançtır. Benim de bir hikayem…
Ankara’dan İzmir’e giden yataklı tren
Bayram tatilimin öncesi ve sonrası Türkiye’deyim. İlk hafta Ankara’daydık. Sonrasında yataklı tren ile yapılan nostaljik bir yolculukla İzmir’e geçtik. Demir tekerleklerin raylarda çıkardığı yankılı seslere, makas değiştirirken oluşan sarsıntılı gürültülere, ve hemzemin geçit çan-çanlarına olan tutukumun kökü çocukluğumdaki bayramlarda ailecek Karşıkayaka’ya yaptığımız tıngır mıngır tren seyahatlerine kadar gider. Eski trene tenzil-i rütbe İzmir Mavi Treni’nin tarifeli seferi 15 saat sürüyor. Kalkış saatinden yirmi dakika önce gara geliyoruz. Yataklı trenler eskiden Birinci Yol’dan kalkardı. Şimdi 4. Yol’a alınmışlar. Ankara Garı girişindeki birinci peronda yolcularını bekleyen yeni ve azameti Hızlı Trenin yanından geçerken Woody ve Buzz çocuk filminden bir dekorun içindeymişim gibi hissediyorum kendimi. Pırıltılı ve…
10 yaşımdayken doktor ya da pilot olmak isterdim
* TURING’in dedem ile yazdığı yazıyı 10 Ağustos 2014 tarihinde ikinci paragraf olarak parantez içinde ekledim. 10 yaşındayken yaşıtlarımın çoğu gibi ya doktor ya da pilot olmak isterdim. Annemden hep hikayelerini dinlediğim dedem Bekir Sıtkı Erbuğ askeri doktordu. Savaş yıllarında ve sonrası genç Türkiye Cumhuriyeti döneminde memleketin her köşesini gezmişti. Baba tarafından dedem Ahmet Şükrü Emed kendi dalı olan nöroloji ve psikiyatrinin meşhur isimlerindendi. Hastaneler kurmuştu (TURING kurumu, bir dönem başkanlığını da yaptığı dedem ile ilgili bir yazı hazırlamış. 10MB’lık dosyayı burayı tıklayarak okuyabilirsiniz) Bu nedenle olsa gerek doktorluğun anne ve babamı memnun edecek tek meslek olduğunu düşünürdüm. Komşu veya akrabalarla…
Tokyo yakınlarında sır kalmış bir kıyı kasabası: Hayama
Cumartesi günü kendimi Hayama kasabasına attım. Hayama, Japonya’nın sır kalabilmiş köşelerinden birisidir. Duyulmuştur ama fazla bilinmez. Çok giden de olmaz. Fırsat buldukça hafta sonları veya tatillerde kafa dinlemeye, enerji depolamaya gelirim buraya. Denizi özlemişim. Yer yer turkuaza çalan mavi rengini, yosun kokusunu, rüzgarını, ve dalgaların sesini. Hava soğuktu ama güneş yakıyordu. Dünyanın en büyük metropolünün…
Bir 7 Eylül daha geçiyor
Ne özelliği var 7 Eylül’ün denirse, şöyle bir özelliği var: Doğum günüm. Ana rahmine düştükten sonraki aşamaları belli bir süreç bu doğum, ama Newton fiziği ile Kuantum fiziği arasındaki fark gibi bir fark burada da var. Aşağı yukarı dokuz ay on günü biliyoruz da, tam ne zaman dünyaya geleceğimiz içinde raslatantıların da yer aldığı bir dizi…
Kar
Ansızın kar yağmaya başladı. Sabahtan beri de aralıksız sürüyor. Ince beyaz başıboş çizgiler gibi, veya lapa lapa denilen iri taneler halinde yavaşça çıkıveriyorlar beyaz gökyüzünden ortaya. Salına salına ve sessizce iniyorlar asfaltın üzerine. iki ay boyunca her gün içimizi ısıtan pırıl pırıl güneş uzaklara kaçmış, masmavi gökyüzü açık gri ve gümüş rengi arası bir hal almış. Kalabalık caddeler sanki tenhalaşmış gibi.