Yeni Asya Düzeni (YAD)’ne doğru dev adım
Tıklayın yazılar posta kutunuza gelsin. Internet sansürlense bile okumaya devam edin(üyelik bilgileri gizlidir)
“…1905’te, Japonya’nın (Rusya)’ya karşı askeri zaferi Osmanlı toplumunun da bütün tabakalarını sevince boğar: Geleneksel düşman aşağılanmış ve yenilmiştir…”
Robert Mantran, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi III (Server Tanilli’nin çevirisi)
Not: Yazının bazı bölümlerinde düzeltmeler yapıldı, askeri taciz tanımını içeren ve grafiği açıklayan bir paragraf ve anket eklendi (11 Şubat)
22. Kış Olimpiyatları Rusya’nın Soçi şehrinde başladı ama, basından takip ettiğim kadarı Türkiye bu spor olayı ile pek ilgilenmiyor. Bir ara TRT’nin artistik buz pateni müsabakalarını yayınlayıp yayınlamayacağı polemik konusu olmuştu. Oysa biz bunlarla uğraşırken Soçi’de Yeni Asya Düzeni (YAD)’ne döşenen yolun son virajına girildi.
Abe-Putin görüşmesi ve Rus-Japon antlaşmasına doğru
Bir spor ve sanat gösterisi olan olimpiyatların açılış töreni Japonya başbakanı Shinzo Abe ile Rusya başkanı Viladimir Putin arasında yeni bir zirve toplantısına da vesile oldu. Zirve sonrası Putin’in Japonya’ya yapacağı resmi ziyaret hükümetler düzeyinde resmen ilan edildi. Japonya, sonbaharda Rusya başkanını ağırlayacak.
Putinle görüştükten sonra Soçi’de basın toplantısı düzenleyen Abe, Rusya’yı Asya-Pasifik ekseninde bir partner, yani birlikte hareket edilecek ortak güç olarak gördüğünü yineledi ve bu durumu yaratmak için iki ülke arasıdaki sorunların çözümü yolunda sonbahardaki ziyaret öncesi önemli adımlar atılmasına çalışacaklarını söyledi.
Abe-Putin yakınlaşmasını anlamını daha iyi resmetmek için Japonya ve Rusya’nın aralarındaki savaş durumunu bitiren bir barış antlaşmasını resmen imzalamadıklarına dikkat çekiyor ve iki liderin Abe’nin başbakan olduğu Aralık 2012’den sonra tam beş kez bir araya geldiğini hatırlatıyorum. Shinzo Abe Kasım 2013’de Rusya’yı ziyaret eden ilk Japon lideri olmuştu. Japon başbakanı, Putin ile arasında son 13 ayda yapılan 5 görüşmenin bir güven ortamı tahsis ettiğini söyledi. Bunlar çok önemli demeçler.

Japon başbakanı Abe ile Rusya başkanı Putin Soçi zirvesinde (NHK TV’den fotoğraf)
İkilinin, Haziran ayında Soçi’de yapılacak G8 zirvesinde yeniden görüşmeleri bekleniyor. Ayrıca Mart ayında Rus Ekonomi bakanlığı ile beraber işadamlarından oluşan geniş bir heyet Tokyo’yu ziyaret edecek. Orta ve doğu asya havzalarındaki enerji projelerine odaklı işbirliği olanakları masaya yatırılacaktır. Putin’in sonbahardaki Japonya ziyaretinde de çok büyük bir olasılıkla iki ülke arasında ikinci dünya savaşını resmen bitiren bir barış antlaşması imzalanacak veya bu yolda çalışmaların başlatılacağı kararı alınacak.
Japonya ile Rusya arasındaki sorun eski Sovyetler Birliği tarafından ihlak edilen Kuril adaları. Japonya adaların ülkenin teslim olduğunu ilan etmesinden sonra işgal edildiğini ileri sürerek mülkiyet iddia ediyor. Adalar halen Rusya egemenliği altında.

Kuril adaları (fotoğraf TV’den çekilme)
Japonya ile Rusya arasındaki adalar sorunun çözümü için daha önce pek çok kez adımlar atılmış ama bir sonuç alınamamıştı. Ancak bu kez durum farklı. Çünkü Çin ile Japonya arasındaki askeri gerilim, Rusya ile Japonya arasındaki adalardan doğan askeri durumu gölgede bıraktı. Japon Savunma Bakanlığı’nın “Japonya’nın Savunması 2013” adlı araştırmasındaki bir grafik bu durum net olarak gösteriyor.

Japonya ile diğer ülkeler arasındaki taciz durumu
Yukardaki çizimde kırmızı renkle gösterilenler Çin tarafından başlatılan askeri taciz durumları, mavi renkteki bloklar ise Rusya kaynaklı taciz olayları. Görüldüğü gibi 2010 yılından itibaren Çin Japonya üzerindeki askeri stratejisini değiştirmiş ve sık sık iki ülkeyi karşı karşıya getiren durumlar yaratmış. Rusya cephesinde fazla bir değişiklik yok. Ama Çin ve Rusya bir arada ele alındığında Japonya’nın bir güvenlik cenderesinde olduğu görülür.
Hemen bir parantez açıyorum, buradaki askeri taciz tanımı her ülkenin hangi bölgeyi kendi suları veya kendi hakimiyetinde gördüğüne bağlı olarak değişir. Japonya Kuril adaların üzerindeki Rus egemenliğini tanımıyor. Bu nedenle oradaki hava sahasının içinden geçen her Rus uçağı taciz olarak kaydediliyor olabilir. Aynı durum Senkaku adaları için de geçerli. Çin son üç yıldır bu adalar üzerindeki Japon egemenliğine karşı açıkça meydan okumaya başladı. Ve kırmızı blokların boyları büyüdü. Parantezi kapatıyorum.
Askeri bir işbirliği beklenmemeli
Japonya ile Rusya arasındaki yumuşama ve işbirliğinin geliştirilmesi imzalanacak barış antlaşmasına bağlı. Ancak askeri anlamda bir işbirliği beklenmemeli. Rusya ile Çin müttefik. İki ülke de Şanghai Beşlisi denilen grubun içindeler. Japonya’nın bu yakınlaşmadan beklentisi, Çin ile Japonya arasındaki askeri sorunun daha da eskale edeceği varsayıldığında, Rusya ile olan ilişkilerini normalleştirme yolu ile dengeyi sağlamak. En azında Japonya için tüm komşuları ile sorunlu imajını silmek. Ayrıca Japonya, Rusya’daki enerji kaynaklarını da kullanmak istiyor.
Abe’nin Rusya’yı Asya-Pasifik bölgesinde Japonya’nın doğal müttefiki görmek istemesinin arkasında yatan bir diğer mesaj da Çin’e. Halen bu bölgede en çok Japon yatırımını Çin çekiyor. Japonya Çin’i gözden çıkarmıyor ama durum daha da ciddileşirse alternatifim var mesajını vermeye çalışıyor.
Türkiye’nin rolü daha da keskinleşiyor ve önem kazanıyor
Soçi’de bir başka fotoğraf da başbakan Erdoağan ile Japon başbakanı Abe’yi açılış töreninde yan yana gösteren televizyon görüntüleriydi. İki ülke arasında hızla gelişen ilişkiler karşılıklı liderler ziyareti ile perçinlenmişti.
Japonya-Türkiye ilişkilerine, Rusya-Japonya yakınlaşması çerçevesinden bakılınca, Asya’daki Japon yatırımlarının bir kısmının Rusya’ya kayacağını, Türkiye-Rusya-Japonya ekseninde Japon şirketlerinin orta-asya ve orta doğudaki çıkarlarının ve manevra alanlarının Türk ve Rus şirkletleri ile ortaklaşa koordine edileceği sonucunu çıkarabiliriz. Bu durum özellikle aynı bölgede agresif olarak faaliyet gösteren Güney Kore ve Çin şirketlerini rahatsız edecektir ama Rusya ile 30 yıla yakın bir süredir ticari ilişkiler içinde olan Türkiye ve Türk şirketleri için iyi kullanılırsa tarihi bir fırsat açacaktır.
Abe iç politikada siyasi zafer kazandı, Tokyo’yu rakibinden aldı
Dün (9 Şubat) Tokyo belediye başkanlığı seçimleri vardı. Hatırlayacağınız üzere eski başkan hakkında bir rüşvet skandalı patlak vermiş, O da istifa etmek zorunda kalmıştı. Yeni başkan için seçimler yapılacağı açıklanınca da eski başbaka Koizumi, Abe’nin adayı olan Masuzoe’ye karşı kendi adayı olan Hosokawa’yı çıkarmış, ve seçim kampayasını “Sıfır Nükleer” parolası üzerinden yapmıştı. Başbakan Abe ise nükleer santralleri sıra ile yeniden faaliyete sokacağını söylüyor.
Koizumi efsanevi bir başbakan ve iktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP) içinde güçlü bir grubu ve seçmen kitlesi var. Bu seçimde açıkça Abe’ye meydan okudu. Anketler Abe’ye olan desteğin son haftalarda azaldığını gösteriyordu. Bu nedenle dünkü Tokyo belediye başkanlığı seçimi Abe ile Koizumi arasında da geçti. Eğer Koizumi’ni adayı kazansa idi Abe siyasi darbe yiyecekti.
Seçimi Abe’nin desteklediği aday Masuzoe kazandı. Böylece bir anlamda halktan da güvenoyu almış oldu. Artık yolu tekrardan açık.
Japonya 1904-1905 yılında çarlık Rusya’sı ile savaşmış ve düşmanını kısa sürede dize getirmişti. Bu kesin ve çabuk zafer dünyayı şoka sokup da Japonya’yı yeni süper güç olarak tescil ederken, Rusya’yı da zayıflatarak Osmanlı İmparatorluğu ile olan sınırından asker çekmeye zorlamış ve Osmanlı üzerindeki Rus baskısını hafifletmişti. Bu olaydan tam 110 yıl sonra üç ülke bu kez farklı bir konjüktörde buluşuyor.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Japonya’nın Türkiye stratejisini okumak için burayı tıklayın
Japonya ve Türkiye arasında yeni dönem için burayı tıklayın
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
Yorumlar